Edirne F Tipi Cezaevi´nde kalmakta olan Alattin Çakıcı, Cumhurbaşkanlığı makamına hitaben bir mektup göndererek, bazı gelişmeleri anlatı ve bazı konularda da dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
KUMPASLARI HEP YIKTIM
Çakıcı UYAP üzerinden Cumhurbaşkanlığı makamına gönderdiği mektupta yine dikkat çekici ifadeler kullanarak, bazı gelişmeleri gündeme taşıdı ve şunları söyledi: ?Sayın Cumhurbaşkanlığı makamı? Sizin makamınız bu milletin namusu ve şerefidir. Yılladır size hapishanelerde, savcılıklarda ve mahkemelerde makamınıza hep saygı duyduğumu ifade ettim. Sivil kimliğinizi sevmek zorunda olmadığımı ve sevmediğimi hep dile getirdim. Daha evvel UYAP üzerinden 25 gün evvel bir dilekçe gönderdim. 61 yaşındayım. Bu yaşıma kadar devlet düşmanı olmadım. Bu yaşımdan sonra da Allah beni devlet düşmanı nasip etmesin. 12 yıllık iktidar döneminde hastanelerde, hapishanelerde hep baskı yaparak kumpas kurdurttun. Bu cezaevini boşalttırıp, 230 vatan haininin arasına gönderttin. Geldiğimin 9. günü kurdurttuğun bu kumpası cezaevinin başına geçirdim.
BENİ NE ZANNEDİYORSUN?
Hem gardiyan yaralandı, hem kullandığınız DHKP-C´li vatan haini. Rezil olmamak için kapatmaya çalıştılar. Benim basın açıklamamla savcılık olaya el koydu. Koyarken de hastanelerde doktorlara baskı yaparak ellerinden kağıt aldılar. ?Yatıramazsın? diye? Hastanede bire bir profesör beni götüren görevlilerin yanında ?Cumhurbaşkanından özür dile, senin için köşke çıkayım? dedi. Ben de ?haklı olduğum davada değil ondan, babamdan bile özür dilemem? dedim. Daha evvelki size yazdığım yazılarda da bu cümleyi dile getirmiştim. Sen beni ne zannediyorsun? Devlet düşmanı mı? Bölücü hain mi? Yıllardır seni tahrik ederim. Bu kadar kumpas kurdurmana rağmen iğne ucu kadar kanımı akıttıramadın.
BİZİM RABİALARA AĞLAMIYORSUN!
Senin egon ve hırsından dolayı çözüm süreci adı altında ülkeyi ateş çemberine çevirdin. Türk Milletini ayaklar altına aldığın sözleri o çözüm süreci içerisinde dile getirdin. Ateşi söndürmek için ayaklar altına aldığın milletimizin evlatları Doğu´da canlarını feda ederek ateşi söndürmeye çalışıyorlar. Yıllardır seni izlerim. Bir şehit cenazesinde göz pınarlarından bir damla yaş akmadı. Mısırlı bir Rabia için sürekli ağlamaktasın. Bölücülerin, vatan hainlerinin bombalı eylemlerinde onlarca Rabia öldü. Şimdi soruyorum size: ?Mısırlı Rabialarla, Türk Rabialar arasında insan olarak bir fark olmaması gerekir. Ama sen nedense bizim Rabialar için hiç gözyaşı dökmedin. Ömrümün sonuna kadar devletimin yanındayım ama seni sevmek zorunda değilim.
BOZDAĞ´A SERT ELEŞTİRİ
Adalet Bakanlığı da milletimizin namusudur. Size yazdığım her yazı cezaevine disiplin soruşturması açtıracak diye bir madde yok. Kamu adına savcılık soruşturma yapar mahkemeye sevk eder. Hukukçu kimliği taşıyan ?susak ağızlı? Bekir Bozdağ denen kişiye daha evvel de mektup yazdım. Teraziyi eksik tartanlar Allah katında haddini aşanladır diye dile getirmiştim. Bu ?susak ağızlı? sözüm Bekir Bozdağ´ın sivil kimliğinedir. Edirne Cumhuriyet Başsavcısı´na siz mi emir veriyorsunuz sürekli? Profesörlere imzalı kağıt aldırtıyor ?Alattin Çakıcı´yı hastaneye yatırmayacağız? diye.
BU DÜŞMANLIĞIN NEDEN?
Havana Sözleşmesi´ne göre avukatlarla müvekkilin görüşmesine baskı yapılamaz. Cihaz ile dinlenemez, evrakları kontrol edilemez. Ayladır tüm avukatlarıma kağıt imzalattırarak yasa dışı uygulamayı tebliğ etiler. Bir de adalet ve hukukun üstünlüğünden bahsedersin. Yıllardır beni bazen tek hüre, bazen de bir blok da tek başıma izole ettiriyorsun. Edirne F Tipi´nde bir blokta tek başıma izolasyondayım. Ne yaparsan yap ben düşüncede özgürüm. Bu canın sahibi Allah´tır. Sen kendini Azrail a.s. zannediyorsun. Makamın çok şerefli ve büyük ama senin sivil kimliğin çok ucuz. Bunu bil. Edirne F Tipi´nde kedi gibi yatmıyorum. Kasımpaşalı ağır batarya. Makamınıza saygılarımla.? Çakıcı mektubunun son bölümünde bir de not paylaşarak şunları söyledi: ?Düşünüyorum da bu bana olan düşmanlığınızın nedeni ne? Geçmişte ailelerimiz arasında bir husumet mi oluşmuş? Hep bunu düşünüyorum. Varsa böyle bir şey bilmek isterim. Size değil, makamınıza saygılarımla.?
