Kırıkkale’de teşkilat toplantısına katılan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez, teşkilat ve ülke gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Toplantıya Katıldı
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez, Kırıkkale’ye geldi. Teşkilatla toplantı yapan Bitmez, gündeme ilişkin de açıklamalarda bulundu. Başbakan Erdoğan’ın ‘dindar nesil yetiştireceğiz’ sözlerini eleştiren Bitmez, “Toplumumuzda bir atasözü var ‘perşembenin gelişi çarşambadan bellidir’ Hükümetin bu güne kadar ortaya koyduğu icraatlarda bu iddiasını destekleyici hiçbir adım atılmamıştır. Başbakan’ın ‘dindar bir nesil yetiştireceğiz’ iddiası samimi değil” diye eleştirdi.
Dindar Nesil Açıklaması
Bitmez, yaptığı açıklamada, AK Parti’nin 10 yıldır iktidarda olduğunu ve bu iddiayı destekleyecek hiçbir girişimlerinin olmadığını da kaydederek, “10 senedir iktidarsanız bu iddiayı destekleyecek hiçbir icraat ortaya koyulmamıştır. Ve Başbakan’ın iktidarının bitişine 2-3 sene var, kendi parti tüzükleri böyle diyor. Mümkün mü bu kadar kısa sürede iddia edilen nesli yetiştirmek” dedi.
Ab Eleştirisi
“AK Parti’nin kendi parti programın da, hükümet programınızda da bu konuyu önceleyen bir projeniz yoktur. Hal böyleyken çıkıp dindar nesil yetiştireceğiz iddiası havada kalıyor” diyen Bitmez, AB’nin isteği doğrultusunda okul müfredatlarının dizayn edildiğini söyledi. Bitmez, “Avrupa Birliğinin isteği doğrultusunda din dersi kitaplarını dizayn ederek, milli eğitim politikalarını, müfredatının, muhtevasını batılı güçlerin istedikleri şekilde düzenlerken dindar gençlik yetiştirmekten bahsetmek milleti kandırmaktır” diye eleştirdi.
Nasıl Yetiştireceksin?
Bitmez, zinanın suç olmasının Türkiye’de ceza yasasından çıkarıldığını de belirterek, “Siz eş başkanı olduğunuz Medeniyetler İttifakı projesinde verdiğiniz sözlerden dolayı din dersi kitaplarından Fatiha Suresi’nin son iki ayetini çıkarmadınız mı. Siz milletimizin kültürü ile özleşmiş bazı kelimeleri ders kitaplarından çıkarmadınız mı. Domuz etini kasaplık hayvan sınıfına sokmadınız mı. Zina yasasında yaptığınız düzenlemeyle zinayı suç olmaktan çıkarmadınız mı. Dindar gençlik yetiştireceğiz demekle dindar gençlik yetiştirilmez. Milli eğitim politikalarının ruhuna “Önce Ahlak ve Maneviyat “ ilkesini yerleştirmedikçe bu iddianız geçerli olmayacak ve havada kalacaktır. Milli eğitim müfredatımızı batının etkisinden, tesirinden kurtarıp kendi öz değerlerimize uygun hale getirmedikçe, Milli Eğitim politikamızı İslami düşüncenin temel esaslarına uygun hale getirmedikçe dindar gençlik yetiştiremeyiz” dedi.
Önerilerde Bulundu
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Bitmez açıklamasının devamında ise bazı önerilerde bulunarak şu sözleri kaydetti: “Batı medeniyeti bizim medeniyetimizden üstündür diyeceksiniz, bizim medeniyetimizi batı medeniyeti karşısında yenik kabul edeceksiniz ve hayatın her kademesindeki politikalarınızı bu kabulünüze göre icra edeceksiniz ve dindar gençlikten bahsedeceksiniz. Milli eğitim, müfredatının değiştirilmesi lazım, milli eğitim ruhuna uygun ders kitaplarının yazılması lazım. Siz milli eğitim deyip, yunan felsefesini, batı mantığını öğreteceksiniz, İslam âlimlerinin bilime, sanata, ilme katkısından bahsetmeyeceksiniz, tıpta Hipokrat yemini yerine İbn-i Sina yeminini koymayacaksınız Milli gençlikten, dindar gençlikten bahsedeceksiniz.
Yetersiz Kalıyor
Aslında dindar gençlik ifadesi de yetersiz kalıyor, Şuurlu Müslüman Gençlik denmesi lazım. Namazını kıldığı, orucunu tuttuğu, haccına gittiği halde İslam düşmanlarıyla beraber olup milyonlarca Müslüman’ın öldürülmesine yardımcı olan, seyirci kalan bir nesli arzulamıyoruz. Nerede bir mazlum varsa onun yardımına koşan, kendi derdi gibi dertlenen ve her şartta İslam’ın üstünlüğüne inanan ve yaşayan bir nesli arzuluyoruz. Okullara kuran dersi, koyulması lazım, İmam Hatip Liselerinin orta kısmının derhal açılması lazım, başörtüsü yasağının her kademede kaldırılması lazım. Genç neslin dinini en iyi şekilde öğreneceği, milli değerleri en iyi şekilde kavrayacağı, anlayacağı, müfredat ve ders kitaplarının yeniden yazılması lazım. Eğitim kadrosunun bu çerçevede yönlendirilmesi lazım.Bu alanda topyekûn seferberlik yapmak lazım. Yapacağız, edeceğiz gibi havada laflar yerine, yapmış olmak, yapmak lazım. Bu çerçeveden de baktığımızda Türkiye on yıldan fazladır zaman kaybetmektedir.”
