Yeniden Refah Partisi Genel Başkan yardımcısı Suat Kılıç, Kırıkkale'ye geldi. Kılıç, burada yaptığı basın toplantısı ile ülkenin içinde bulunduğu ekonomik, siyasi, terör ve dış politika izlenen yanlış politikalar hakkında eleştirilerde bulundu.
KIRIKKALE ZİYARETİ
Yeniden Refah Partisi İl Başkanlığınca organize edilen toplantıya İl Başkanı Arif Erdal, İl Başkan Yardımcısı Ali Akın, Karakeçili, Delice, Yahşihan İlçe Başkanları ile il yönetim kurulu üyeleri katıldı. Konuşmasına Tunus limanında bekleyen heyeti selamlayarak başlayan Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, Türkiye limanlarından Gazze'ye gidecek insanı yardımlara izin verilmemesini eleştirerek Avrupa limanlarından izin verilmesine dikkat çekti. Saldırgan İsrail Devlet değil bir terör örgütü olduğuna işaret eden Kılıç, İsrail'in terör eylemleriyle Filistin, Gazze, Yemen, Katar, Suriye gibi ülkelere saldırdığına dikkat çekerek hedefinin gücü yeterse Türkiye'ye saldırmak olduğunu hatırlattı.
İSRAİL AÇIKLAMASI
İsrail'i durdurmak için önerilerde de bulunan Kılıç, İncirlik hava üssünün kapatılması ve yumurtalıktan petrol sevkiyatının durdurulması gerektiğini belirtti. İsrail'in saldırgan tutuma karşı D8 ülkeleriyle işbirliğine geçilerek hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıç, D8 ülkelerini İsrail'e karşı uyarılmasının şart olduğunu söyledi.
MİLLİ GÖRÜŞE DAVETİ
Türkiye'nin ekonomik, sosyal, eğitim, siyasi ve terör konusunda içinde bulunduğu durum hakkında değerlendirmelerde bulunan Genel Başkan Yardımcısı Kılıç, Kırıkkale'den sonra sırasıyla Kırşehir, Niğde ve Kaman'a gideceklerini ve bu şehirlerde halka bilgi aktaracaklarını ifade etti. Ülkenin kalkınması için Yeniden Refah Partisine ihtiyacı olduğuna işaret eden Kılıç, tüm halkı Milli Görüş etrafında birleşmeye davet etti. Genel Başkan Yardımcısı Kılıç, ülkenin kurtuluşunun ancak Milli Görüş ile olacağını hatırlattığı açıklamasında ilk seçimde iktidar olmak veya iktidar ortağı olarak mecliste halkı temsil edeceklerini söyledi.
EKONOMİ AÇIKLAMASI
Açıklamasında Türkiye'nin ekonomik ve siyasal durumuna değinen Kılıç, "Emekli maaşları insanlarımızın ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda. Asgari ücret, bırakın bir asgari ücreti iki asgari ücret bile bir evin ihtiyaçlarına cevap veremeyecek durumda. Kırıkkale'de bile bugün bir üç artı bir daire, bir asgari ücret aylığına denk gelir durumda. Okullar başladı, çocukların servis ücretleri var, kreş ücretleri var, kitap defter ücretleri var, kırtasiye giderleri var. Çantayı bir şekilde doldurmak lazım. Çocuk bütün gün okulda aç mı geçirecek? Bir öğün yemeğin en azından harçlığını cebine koymak lazım. Bütün bunlar neyle karşılanacak? Maalesef açlık sınırı 30 bin lira sınırına, yoksulluk sınırı da dört kişilik bir aile için 90 bin lira sınırına dayanmış bulunmaktadır. Kirası var, eğitimi var, ulaşımı var, elektrik, doğal gaz, su, telefon faturaları var ve mutfak giderleri var. Dört kişilik bir aile için bütün bu giderlerin karşılığı yoksulluk sınırı olarak 90 bin lira sınırına dayanmış bulunmaktadır. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Yardımcısı açıkladı. Türkiye tarihinde ilk defa kişi başına düşen milli gelir 17 bin dolara ulaşmış.
GELİR ÇOK AZALDI
Kişi başına düşen milli geliri 17 bin dolara ulaştıysa, insanlarımız niye açlık sınırının altında bir hayat sürmeye mahkumdur? Bu soruyu Sayın Cevdet Yılmaz'a soruyorum. Kişi başına milli gelir kişi başına 17 bin dolarsa niye milyonlarca insan sosyal yardımlarla ve açlık sınırının altında yaşamaya mahkum durumdadır Sayın Cevdet Yılmaz. Size soruyorum? Bir ekonomist olarak cevabını da sizden bekliyorum. Kişi başına böldüğünüzde 17 bin dolara ulaştı da acaba gelir dağılımında adaleti sağla için bazıları çok zengin, bazıları çok fakir durumda mıdır? Aksi halde kişi başına 17 bin dolar milli gelirle Türkiye'de herkes çok müreffeh bir hayat sürüyor olması lazım. Ama maalesef milyonlar açlık sınırının altında. Milyonlar sosyal yardımlara mahkum ve milyonlar devletten, belediyeden gelecek üç kuruşa ya da bir gıda torbasına mahkum durumda. Bu sefaletin, bu esaretin son Demokrasi üzerindeki tüm vesayetlerin de kalkmasına vesile olacaktır. O nedenle Milli Görüş olarak biz adil ekonomik düzen prosedürü çerçevesinde tüm topluma gelir dağılımında adalet vadediyoruz" şeklinde konuştu.