MEYDANDA TOPLANDILAR
Emek ve demokrasi güçleri adına Türkiye Emekliler Derneği Kırıkkale Şube Başkanı Zekeriya Ayetkin, bir konuşma yaptı. Programa çok sayıda muhalefet partisi yöneticileri katılarak destek verdi. Emek ve demokrasi güçleri adına Türkiye Emekliler Derneği Kırıkkale Şube Başkanı Zekeriya Ayetkin “1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü kutlu olsun. Bugün işçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin, gençlerin, kadınların, çocuklarımızın geleceği için tarihsel bir dönemde ülkenin dört bir yanında alanlardayız. Bugün dünyanın dört bir yanında hakları için, adalet için, demokrasi için, barış için mücadele eden işçilerin, emekçilerin, emeklilerin gençlerin, kadınların sesleri 1 Mayıs meydanlarında buluşuyor. Kapitalizmin kar hırsı, iktidarın rant politikaları nedeniyle sonuçları çok çok ağır olan depremde yaşamlarını yitirenleri saygı ile anıyoruz.
HAMASİ NUTUKLARLA OLMAZ
Doğal bir felaketin insan eliyle son birkaç yüzyılın en büyük trajedilerinden birine dönüşmesine neden olanlar, göstermelik açıklamalarla, birkaç tutuklamayla kendilerini işin içinden sıyıramayacaklar. Ant olsun ki, yaşamını yitiren her bir canlının, denetimsizliğin, rant politikalarının yol açtığı yıkımların er ya da geç hesabını soracağız! Her gün yaptıkları sahte açılış törenleriyle, doğalgaz aldatmacasıyla bizlere depremin acısını unutturamazlar. Bizim TOGG’lara karnımız tok! Hiçbir hamasi nutuk, kamusal hizmetlerin çöktüğü gerçeğini gizlemeye yetmez! Her şeye zam gelirken artmayan, yerinde sayan tek şey, bizim maaşlarımız! Bereket fışkıran topraklarımızda tarım, çiftçilik, besicilik adım adım bitirildi. Sanayiden sonra tarımda da bu iktidar döneminde dış sermayeye bağımlı hale getirildik. Ciddi bir gıda krizi ile karşı karşıyayız. Gerçekten de yiğidin kuru soğana muhtaç hale geldiği günlerden geçiyoruz. İnsanca çalışmamız ve insanca yaşamamız bir yana, hayatta kalmamızı sağlamaktan bile çok uzak bir düzenle karşı karşıyayız.
GÜVENCESİZLİK VAR
Emekçilerden alıp patronlara verdiler, fakirden çalıp zenginin kasasını doldurdular. Dar gelirliden alıp rantiyeye kaynak aktardılar. Rant için kentleri ve doğayı betona boğdular. Asırlık yardım kuruluşlarını bile depremde çadır satar hale getirdiler. Doğal afetleri felakete çevirdiler. Kısacası memleketi bir şirket gibi yönettiler! Güvencesiz çalışmayı hemen her alanda hakim hale getirdiler, Emekçilerin işini ekmeğini iktidarın ve patronların insafına terk etmeye çalıştılar. Hak aramayı, sendikalı olmayı, grev yapmayı engellediler, üstelik bu yaptıklarıyla övündüler. KHK’ler ile çalışma hakkını gasp ettiler, Anayasa’yı rafa kaldırdılar, mahkeme kararlarını uygulamadılar. Hak, hukuk tanımadılar. Memleketi şirket gibi yönetenler, bu memleketin tüm değerlerini üreten milyonları yoksullaştırdılar, güvencesizleştirdiler, geleceksizleştirdiler.
GÜN GELDİ DEVRAN DÖNDÜ
Bizler bir olup karşılarına dikilmeyelim diye her alanda ayrımcılığı kışkırttılar, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirdiler. Eleştirenin, sorgulayanın, soru soranın, hak, hukuk, adalet isteyenin sesini kısmak için her yolu denediler. Ama yine de başaramadılar. İşçiler işine, aşına, ekmeğine sahip çıktı; gençler geleceklerine… Haklarını savunan kamu emekçileri, iyi hekimlikten vazgeçmeyen hekimler, bilimi ve tekniği halkın çıkarları için kullanan mühendisler susmadı, susmayacak. Kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerini, şiddete karşı mücadelesini hiçbir şiddetle bastıramadılar. Doğasına ve kentine sahip çıkanların önünü alamadılar. Adalet, barış, kardeşlik ve eşit yurttaşlık mücadeleleri dimdik ayakta. Ve nihayet hep dediğimiz gibi gün geldi, devran döndü” dedi.