KÜ´de tören yapıldı
Kırıkkale Üniversitesinin 2016-2017 akademik yılı törenle açıldı. Aynı zamanda Kırıkkale Üniversitesi mezunu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Orhan Yeğin´in de katıldığı törende konuşan Kırıkkale Valisi M.İlker Haktankaçmaz ?Bizim için önemli olan şey ülkesini, milletini ve bayrağını önceleyen fertler yetiştirebilmemizdir. Aklını kullanabilen sorgulayan bir nesil önceliğimiz olmalı.? diye konuştu.
İLK DERS VERİLDİ
Yeni kayıt yaptıran 9 bin 450 öğrenciyle birlikte toplam öğrenci sayısı 38 bin 101´e ulaşan Kırıkkale Üniversitesi 2016-2017 akademik yılını törenle açtı. Mavi salonda yapılan törene Kırıkkale Valisi M.İlker Haktankaçmaz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Orhan Yeğin, Kırıkkale Belediye Başkanı Mehmet Saygılı ile akademik personel ve öğrenciler katıldı. Açılışta verilen bilgilerde 3 bin 326 ön lisans, 5 bin 447 lisans, 354 tezli, 257 tezsiz yüksek lisans ve 66 doktora öğrencisi olmak üzere toplam 9 bin 450 yeni öğrencinin Kırıkkale Üniversitesine kayıt yaptırdığı, toplam 38 bin 101 öğrenciden 496´sının yabancı uyruklu olduğu bildirildi. Akademik yılın açılış dersini ise Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Tefsir A.D. Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Çalışkan verdi. Çalışkan ilk derste Din anlayışı ve İhtilaf konusunu işledi.
DARBE GİRİŞİMİ ANLATILDI
Üniversiteler bulundukları şehirler için önemli değerler olduğunu hatırlatan Kırıkkale Valisi Mehmet İlker Haktankaçmaz ?Kırıkkale Üniversitesi de Kırıkkale için önemli bir değerdir. Üniversitemizden yetişmiş bürokrat ve siyasetçiler ülkemizin yönetim kademelerinde görev yapıyor olması üniversitemizin ne kadar katkı yapıyor olduğunun bir göstergesidir. Üniversitemiz çeyrek asra yaklaşan süre zarfında markalaşma yolunda önemli adımlar atmıştır. Bu çalışmalar Kırıkkalemiz için de çok önemlidir. Ülkemizin geçirmekte olduğu bu süreç bu tür ilim yuvalarının önderliği ve katkılarıyla çok daha hızlı bir şekilde aşılacaktır. Bizim için önemli olan şey ülkesini, milletini ve bayrağını önceleyen fertler yetiştirebilmemizdir. Aklını kullanabilen sorgulayan bir nesil önceliğimiz olmalı. Bu tür hususlara çok ihtiyacımız var. Çünkü burası eğitim öğretim kadrosu ve öğrencisiyle çok büyük bir aile, bu tür çalışmaları yoğun bir şekilde göreceğimize inanıyorum? ifadesini kullandı.
ÇOK AVANTAJ SAĞLAR
Türkiye´nin genç nüfus potansiyeline sahip olduğunu, gençliğin yetiştirilmesinin, gençlik için yatırımlar yapılmasının ülke ve gelecek açısından büyük önem arz ettiğini dile getiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Orhan Yeğin, genç nüfusun ülkeye pek çok avantaj sağladığını belirtti. Bu önemli sermayenin belirli dönemlerde iç ve dış kaynaklı olarak heba edildiğine dikkati çeken Yegin, "Güç odaklarının ve bu odakların taşeronlarının işbirliği üzerinden farklı dönemlerde gençlik üzerinde çok ciddi senaryolar oynanmaya çalışıldı. Son yaşadığımız darbe kalkışması da bu kurguların sonucu olarak aslında gençlik üzerinde önemli tesirler ve etkiler bıraktı. Yıllarca kutsal değerlerimizi menfaatleri uğruna araçsallaştıran bir örgüt, Türkiye´nin genç potansiyelinin bir kısmını heba etme görevini bu dönem kendisi üstlenmiş oldu? diye konuştu. Yegin, 27 Mayıs ve 12 Eylül darbe dönemlerinde de hep gençlik üzerinden bu kurguların oluşturulmaya çalışıldığını ve gençliğin sağ-sol diye kamplara ayrıştırıldığını anımsattı.
MEMLEKET ZARAR GÖRMEKTE
Üniversitede gençlerin kendi toplumlarına ait olmayan kavram ve gündemler üzerinden kavga ettirildiğine, bu ülkenin gençliği üzerinden ülkenin geleceğine ilişkin dizaynlar yapılmaya çalışıldığına işaret eden Yegin, "28 Şubat döneminde de yine bütün o tartışmalar gençliği mağdur edecek, gençlik üzerinden yapılacak bir süreçle yönetildi. Bütün bu olaylar açıkça göstermektedir ki belirli aralıklarla Türkiye´nin genç potansiyeli engellenmektedir ve bütün bu yaşananlardan memleketimiz zarar görmektedir. Genç potansiyelimizi kullanmaya engel olan bütün bu olumsuz vakalar, gençlik meselesini bir memleket meselesi olarak üzerimize ağır bir vebal yüklediğini açıkça göstermektedir." diye konuştu. Yegin, Türkiye´nin kalkınması ve dirilişinin, ancak kendi tarihsel, köksel değerlerinin nesiller arası aktarımıyla mümkün olacağını belirtti. Tarihin ve coğrafyasının herkesin üzerine yüklediği anlamlar ve sorumluluklar olduğunu vurgulayan Yegin, "Türkiye´nin kalkınması, gelişmesi ve güçlenmesi sadece kendi sınırlarımız dahilinde bir diriliş´ demek değildir. Dualarını aldığımız, yüzünü bize dönen mazlum milletlerin dirilişinin ümidi olma durumunu da tarih ve coğrafyamız bizim üzerimize yüklemiş durumda." dedi.