Akdoğan son gelişmeyi yorumladı!
MHP'den milletvekili aday adayı olması beklenen Kırıkkale eski Belediye Başkanı Cemalettin Akdoğan, AKP hükümetinin Suriye konusunda sınıfta kaldığını belirterek, Süleyman Şah Türbesinin yerinin değiştirilmesiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Hükümete sert eleştiri
Kırıkkale eski Belediye Başkanı ve iki dönem TSO Başkanlığını yürüten Cemalettin Akdoğan, Süleyman Şah Türbesi'nin taşınması gündemiyle alakalı önemli açıklamalarda bulundu. İsmi, 7 Haziran'da yapılacak olan Genel Seçimlerde Milliyetçi Hareket Partisi'nden aday adayı olacağı yönünde anılan Akdoğan, değerlendirmeleriyle gündeme farklı bir boyut kazandırdı. AKP'nin Suriye politikasının iflas etmiş bir politika olduğunu ifade eden Akdoğan, AKP'nin komşularla sıfır sorunlu bir dış politika yürüteceklerini söyleyerek iktidara geldiklerini sözlerine ekledi. İşte Akdoğan'ın Süleyman Şah Türbesi gündemiyle alakalı değerlendirmelerinden satır başları:
Komşularla sorunumuz var!
AKP iktidarı, tüm komşularımızla sorunlu bir dış politika yürütmektedir. Ancak bu olumsuz duruma rağmen, halkta başarılı bir dış politika yürütülüyormuş algısı yaratılıyor. Geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında Sencer Özer, Türkiye tarihinde en başarısız Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'dur' dedi. Evet, ben de bu görüşe katılıyorum. Türkiye tarihinde en başarısız Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'dur.
Kimse bekleyemez
Türkiye'nin Suriye sınırı yaklaşık 900 kilometrelik bir uzunluğa sahiptir. 900 kilometrelik Suriye sınırımızda bir sürü işlemler yapıldı. Derin çukur kazmak suretiyle geçişleri önlemek, tel örgü çekmek gibi önlemler alınmaya çalışıldı. Bunların hiçbirisi yeterli olmadı. Çünkü ülkenin dış politikasında en başından beri yanlıştı. En başından beri yanlış olan dış politikanın, sonunda doğru olmasını kimse bekleyemez. Süleyman Şah ilgili bir bilgi vermemiz gerekirse, 1200'lü yıllarda yaşamış, Ertuğrul Gazi'nin babası, Osman Gazi'nin dedesiydi. O yıllarda Kayı Boyu yurt arıyordu. Selçuklu İmparatorluğu onlara yeni bir yurt gösterdi. Anadolu'ya doğru göç ederken Süleyman Şah Fırat'ta boğuldu ve oraya defnedildi.
Anlam veremiyoruz
2. Abdülhamid Han Süleyman Şah Türbesi'ni ihya eden kişidir. 2. Abdülhamid'den bu tarafa Süleyman Şah Türbesi Türk askerleri tarafından korunmuştu. Daha sonra Fransızlarla 1921 yılında yapılan Ankara Antlaşmasıyla Suriye Fransızlara kalmıştır. Bu antlaşmaya göre orada 10 dönümlük toprak, Türkiye toprağı olarak addedildi. Böylelikle Süleyman Şah'ın türbesi de Türk toprakları olarak sayıldı. 1974 yılında, sınırımızdan 118 kilometre uzakta olan Süleyman Şah Türbesi, Fırat'a kurulan baraj gölünün altında kalması tehlikesiyle, sınırımıza 90 kilometre daha yaklaştırılarak, 28 kilometre öteye taşındı. Dolayısıyla türbe 1974 yılından beri sınırımıza 28 kilometre uzaklıkta bulunmaktaydı. Bugün yine yeni bir taşıma ile 28 kilometre uzaklıktaki toprağımızı 180 metre uzaklığa taşıyorlar. Buna bir anlam veremiyoruz.
Bu bir milli politika
AKP iktidarı, bu politikayı eğer milli bir politika olarak adlandırıyorsa, burada milli politikalar değişmeyen politikalardır' gerçeğini unutmamak gerek. Mili politikalar üzerinde herhangi bir işlem yapmak gerekiyorsa, hükümete düşen görev, diğer siyasi partilerin liderlerini aramak suretiyle böyle bir harekâtın yapılacağını duyurması olurdu. Bir tehdit unsuru yaşıyorsa, oradaki askerlerimiz, bunun adını milli olarak belirleyenler, eğer isteselerdi bir otobüs göndererek oradaki 40 askerimizi geri getirebilirlerdi. Zaten oraya gidilip geliniyordu. 572 asker, 39 tank, 50 topla yaptıkları bu işlemi bize kahramanlık gösterisi olarak sunmalarını asla kabul etmiyoruz.
Hayret verici durum
Madem Türkiye çok büyük bir devlet, nasıl oluyor da IŞİD bizi tehdit edecek noktaya geliyor? IŞİD'den kim korkar? IŞİD şunu hesaplayamaz mı, Bizim oradaki askerlerimizin herhangi birisinin başına kaza bela gelmesi halinde 15 bin askeri olan IŞİD, Türkiye Cumhuriyeti'ne nasıl kafa tutacaktır? Bunun adına nasıl büyük Türkiye Cumhuriyeti demektedirler, hayretle karşılıyorum. Bir kere herkes dostunu ve düşmanını iyi bilecek. IŞİD Türkiye Cumhuriyeti'ne çatarsa, bunun bedelini çok ağır ödeyeceğini bilmesi lazım. Besleyip büyüttükleri IŞİD bundan korkmuyor, Türkiye Cumhuriyeti'nin askerlerini tehdit edecek noktaya geliyorsa, bize büyük Türkiye Cumhuriyeti'nden bahsetmeleri anlamsız olur. Türkiye Cumhuriyeti, IŞİD'den korkacak bir devlet değildir.
