?Bu emirleri kim veriyor??
?Bitirimlere ihtiyacınız yok!?
Bolu F Tipi´nde yatmakta olan Ünlü Kabadayı Alattin Çakıcı, Cumhurbaşkanına hitaben bir mektup yayınladı ve sağlığıyla ilgili konularda cezaevlerine emir verip vermediğini sordu.
ÇAKICI´DAN FLAŞ AÇIKLAMA
Alattin Çakıcı, ?Sayın Cumhurbaşkanlığı Makamına? hitabıyla yazdığı mektubunda şunları söyledi: ?Ülkemizin geçirmiş olduğu 15 Temmuz sürecinden sonra, geçmişte söylemiş olduklarımın hepsi bana aitti. 15 Temmuz´a kadarki bütün söylemiş olduğum sözlerim ağzımda çıkmıştır. Söylenen söz daha evvel de söyledim geri alınmaz. Çünkü söylenen söz, Allah şahidim olduğu için inkar etmek imkansızlıktır. Ama 15 Temmuz´dan sonra size söz verdim. Devletin ve milletin bekası için şahsınızla ilgili bir laf kullanmayacağım diye. Bu ülkede, bu ülkenin her tanesinde esen rüzgardan haberiniz var da değişik tıp fakültelerinden almış olduğum kurul raporlarında ?%45 üzerinde yatamaz? bunu defalarca sosyal medyada dile getirdim. Defalarca yayınlandı. 2008´den beri hastane ve hapishanelerde iktidarınız döneminde tezgah kuruldu. Bazı yerlerde kiralık katil tutulmak kaydıyla. Türkiye´nin bazı hastanelerinde de bilinçli yanlış uygulamayla öldürülmek istendim. 5 yıl sizin de geçirdiğiniz rahatsızlığı 5 yıl hastane ve cezaevleri benden gizlediler.
RAPORUNDAN BAHSETTİ
14 hastalığım sağlık kurul raporlarıyla tesbit edilmesine rağmen hastanelerde tedavi edilmedim. Bilinçli halde hastanelere yatırtılmadım. Bazı fakültelerdeki profesörlerden raporlar alındı, yatırtılmayacak diye. Edirne´de emri veren savcı karısı ile birlikte FETÖ suçundan Silivri cezaevinde yatmaktadır. İstanbul´da 3.5 saat kronik KOAH hastası olmama rağmen cezaevi aracından indirilmedim. Hiçbir doktor beni tedavi etmedi. Hastaneden içeri alınmama engel olundu. 5 ay evvel Adana Araştırma Hastanesi´nin vermiş olduğu iki rapora binaen yeniden İzzet Baysal Tıp Fakültesine gittim tedavi için. Yapılan test sonucu ?%45-50 nem oranının üzerinde yatamaz?. Bolu´nun havası kirli, yıllık nem oranı %75. Buna cevap gelmeyince havalar ve em oranı yükselince İzzet Baysal Hastanesi muayenem neticesinde 5 doktorun imzasıyla nem oranı ve hava kirliliği çok olduğundan, cezaevi bitişiğinde çimento fabrikası oluşundan diğer hastalıklarımı tetikleyip bazı hastalıklarımı etkilediği raporlarımda bellidir. KDAH ile ilgili birinci raporuma cevap gelmedi. Bu ikinci raporumu Adalet Bakanlığı Cezaevleri Genel Müdürlüğü raporumda 5 imzalı KOAH ile ilgili birimin imzalı kurul raporunda ?Bolu F Tipinde yatması sağlık açısından hayati önem taşır??
?BU İŞLER ÖYLE OLMUYOR?
Sayın Cumhurbaşkanım? Hastalıklarımla ilgili siz mi Adalet Bakanına, Genel Müdüre emir veriyorsunuz? Yıllardır bana yapılan yolsuzluk arkasında cezaevi müdürleri, Bolu Savcısının dışında hep seni hedef gösterdi. Rizeliyim diyorsun. Rize´den erkek adam çıkar. Amacın geçmişteki sizinle ilgili söylediğim sözlerse, kinini yok edemeyen başkan seçilirsen referandumda adalet terazisinin geçmişte önyargılı düşman gibi gördüğün insanlara Hz. Ömer (ra) esinlenerek mi uygulayacaksın, yoksa nefsi mi? Bu soruyu sormak benim hakkım. Ömrümce makamınıza laf etmedim. Ama iktidarınız dönemindeki yanlışları hep tenkit ettim. Bazen de bilerek çizmeyi aşarak, bu sözlerim ne makamınıza ne de şahsınıza hakaret değil. Ne kadar güçlü olursan ol, hiç kimse Allah´tan ne büyüktür, ne de güçlüdür. Bundan günlerce evvel bir cümle kullanmıştım, ?referandumda evet çıkarsa bir kral gibi değil, sekizinci Emevi halifesi Ömer B. Abdülaziz gibi milletin hizmetkarı olun?? Cennet mekan sultan 2. Abdülhamit Hazretlerinin milletiyle ve devletiyle uyum içerisinde Osmanlı´nın çökük döneminde bir dahi olduğunu dile getiriyorsunuz. Evet, benim için çağ açıp çağ kapatan Fatih´ten de, Yavuz´dan da, oğlu Kanuni´den de ve Osmanlı tüm hükümdarları içerisindeki en özel insandır. Acaba senin için de öyle midir? TRT´de filmini çektirmekle bu işler olmuyor. Siz ne bir Fatih, ne bir Yavuz, ne bir Kanuni, ne bir Sultan Abdülhamit Han olabilirsiniz. Ne bir Cumhuriyetin kurucu kadro lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi olacağınızı mı zannediyorsunuz?
HZ. ÖMER (ra) ÖRNEĞİ
Büyük olmanın temelinde adalet, şefkat, merhamet, erdem, her türlü din ve etnik mozayiğe devletimize hainlik yapmadığı sürece eşit mesafede adaleti, El-Hak adına adil olmasını istersen o zaman bu millet geçmişteki bütün doğru veyahut hissi davranışları unutur. Sizi yüreğine basar. Dinimizin temelinde geçmişte yaptıkları için kalbi tövbe edip, Allah´ta tövbesini kabul ederse şahsınıza ne düşünürlerse düşünsünler önemli değil. Tövbenizi kabul eden Rabbimin vermiş olduğu karar doğrudur. Bilirsiniz, Ebu Leheb, Ebu Cehil Mekke´nin ileri gelen putperestleri Efendimizi öldürmek için karar alıyor. Devrenin en cesur insanlarından biri ve de en öfkeli olan Efendimiz´den on yaş küçük olan Hz. Ömer, Peygamberimizi öldürmek için namus sözü veriyor. Mekke´nin önde gelen bu putperestlerine yolda giderken birine rastlıyor. ?Hayırdır Ömer böyle hiddetli hiddetli nereye gidiyorsun?? ?İman etmediği için Muhammed´i öldürmeye gidiyorum? diyor. ?Kardeşin iman etti ona niye gitmiyorsun?? diyor. Daha sonra Ömer kardeşinin evine gidiyor ve Kur´an sesini duyuyor. Rabbim bir ışık koyarak kalbine ?Bu okuduğunuz nedir?? diyor. Ve tekrar okumalarını söylüyor. Sureyi dinledikten sonra Allah´ın rahmet rüzgarı bütün benliğini sarıyor. Ağlayarak Efendimiz´in bulunduğu yere yöneliyor. O arada Hz. Ali (ra), kılıcını çekiyor, ?Geleciği varsa, göreceği var? diyor. Efendimiz, Hz. Ali´ye ?otur? diyor. ?Niyeti kötü değil? diyor. Huzura geldiği gibi diz çöküp kelimeyi şahadet getiriyor.
HZ. ÖMER (ra) ADALETİ
Kaç kişi olduklarını soruyor. ?Toplamımız 70 kişi? cevabını alınca, ?Kabe´ye gidip ibadet edelim? diyor. Geçmişi putperest olan bir sürü suç işleyen, adaletiyle hem halifelik döneminde, hem günümüzde batılı oryantalistler dört halife döneminde Hz. Ömer (ra) biyografisini araştırırken, adaletin timsali olduğunu günümüzde bile dürüst oryantalistler dile getirmektedir. Siz ve bazı bakanlarınız ?Fırat´ın kenarında bir kuzuyu kurt parçalarsa parçalamasına sebep olduğundan dolayı önlem almadığım için Hz. Ömer´in (ra) adaletine gölge düşürdüğümün ifadesidir? söylemlerini aziz milletimizin önünde medya ve basından milletimiz bilmektedir. İşte size adalet kavramıyla ilgili ölçü. Hz. Ömer´in adaleti gibi olunuz. Bazen ağzınızla aziz Türk milletine medya önündeki konuşmalarınızda ?Nefis taşıyorum, geçmişte benim de hatalarım olmuştur? diye defalarca diye getirdiniz. Hz. Ömer (ra) Hazretlerinin kalbi bir tövbesiyle bütün günahlarını silen Rabbim, kendisini şehitlik mertebesiyle onurlandırıp ayrıca Aşere-i Mübeşşeri´nin on insanından biri olarak taltif etmiştir.
?ÖLDÜRMEYECEĞİM İNSAN YOK!?
Geçmişinizle ilgili kalbi tövbe etmişseniz Rabbimin katında kabul olmuşsa dünya size savaş açsa hiç önemli değil. Arkanızda yüceler yücesi Rabbim vardır. Allah´a teslim olmuş bir insan tüm dünya toplumları, yaratılmış her mahluktan korkmaz. Sahibi Allah´tır. Ölüm haktır. Ölümü şekli bahanedir. Şimdi size soruyorum: ?Sizden af bekleyen, buradan havası daha temiz, daha kuru, kirli olmayan bir yere gitmemem için siz emir verdiyseniz, yukarıda söyledim, Karadeniz´in genelinden yiğit çıkar. Yiğit adamsan Sayın Recep Tayyip olarak, Adalet Bakanına, Genel Müdüre, Alattin Çakıcı´nın hastalığıyla ilgili ilgilenilmeyecek, bu benim emrimdir, sözlü ve yazılı emir vermek dürüstlüğün gereğidir. Kaçak güreşmek, haberim yok demek insanlık değil.? Ne yattığım Bolu F Tipinde, Türkiye´nin hiçbir yerinde can güvenliğimle ilgili hiçbir sorunum yoktur. Yüreği yeten canımı alabilir. Dünyada kafasına koyupta öldüremeyeceğim hiçbir insan yoktur. Bu sözü kendim için söylüyorum. İsteyen dener.
?BENİ ONLARLA KARIŞTIRMAYIN?
?Bunlardan haberim yok? demek savaş halindeki bir başkomutana yakışmaz. TC devleti savaş halindeyken size başkomutanım gözüyle bakarım. Savaş bittikten sonra size bağlı olmasına rağmen benim için bir ülkede silahlı kuvvetlerinin en başında olan Genel Kurmay Başkanı benim başkomutanımdır. Bu canın sahibi Rabbimdir. O´nun emriyle ana karnında büyüdük. O´nun emriyle dünyada ilk adımı attık. O´nun emriyle verilmiş emri yaşarız. O´nun emriyle süre bittiği ana tüm mahlukat mutlaka O´na dönecektir. Hiç kimse Rabbimin yeryüzündeki gölgesi değildir. Bu aziz dinimizin ana direğidir. Kötülüğün merkezi olan Vatikan´da Kardinaller topluluğunun başındaki Papa, kendini yeryüzünde Allah´ın vekili kabul ediyor. Bu mektubu sana yazan Alattin Çakıcı, tüm inançlara saygı duyan ne Hıristiyan´dır, ne Musevi, ne Bahai dinine mensup, ne Hindu, ne Budist, ne eski Pagan, ne de Zerdüşt değildir. Allah´a teslim olmuş, İslam dinine mensup olan bir Müslümandır. Bunlardan haberin yoksa Adalet Bakanı ve Genel Müdürün tavrından, lütfen sözlerimden dolayı kusura bakmayın. Ama bu kusura bakma lafını yalakalık olsun diye yazmıyorum. Yazmam da? Sizin emrinizle yıllardır bu uygulamaları yapıyorlarsa size saygı duyan Alattin Çakıcı´nın anası mezarda hortlasın. Elinizden ne geliyorsa da yapmıyorsanız beni ?One minute? deyip de o Siyonist Masonlarıyla karıştırmayın. Onlara 5 yıl dünyanın her yerinde gürledin. Ama şu anda kanka oldunuz. Doğrudur devletlerin milli çıkarları vardır. Demek ki yaşadığımız çağda uluslar arası ilişkiler milli çıkarlar için ümmet lafı sözde boşlukta kalıyormuş. Ben gücün sahibi olan Allah´tan hariç kimseye biat etmedim. Ve ömrümün son nefesine kadar biat etmem. Sadakatim milletimize ve devletimedir.
?O ZAMAN ALIRSINIZ?
Bir mümin gücün sahibi ise, büyük bir devleti yönetiyorsa, hala nefsinin esiri ise makamı büyük olabilir. İnsanları dini açıdan değerlendirebilir. Hatip oluşundan etkileyebilir. Şansı yüzüne güldüğünden ülkesinde muvaffak da olabilir. Nefsini yenenin milletine hizmet edenin ve hizmetkarı olanın dünya düşmanı olsa bile Cenab-ı Hak´kı ona yeter. Saygılarımla makamınıza ve şahsınıza arz ederim. Bu benim son kullandığım cümle devlete olan sadakatimdendir. Yoksa size yalakalığımdan değil. Nefsini yenemeyip, bana ve aile üyelerime her türlü kötülüğü yapabilirsin. Hiç de önemli değil. Hani diyorsun ya ?kefenimle dolaşıyorum? 12 Eylül´de ceza yatmadın, sen ve Abdullah gül ihtilalde Metris´te çok kısa süreli gözaltında bulundurulup bırakıldınız. Ama bir şiirden dolayı üç ay hapis cezası aldınız. BM´de G20 toplantılarında Türkiye her seçimlerde Türk adaletini hem uluslar arası hem yurt içinde yerden yere vurduğunuz Türk adaleti sizi Siirt milletvekili istifa ettikten sonra milletvekili seçtirerek şu anda bulunmuş olduğunuz konuma getiren yerden yere vurduğunuz Türk adaletidir. İnşallah Allah´a ve millete vermiş olduğunuz sözünüzü tutarsınız. Adalet kavramını ve bağımsızlığını yasalarla güvence altına alıp Türkiye´de yaşayan Müslim ve gayrı Müslim her etnik gurupta olan bunların içerisinde hainlik yapmadığı sürece devletin bekası için canlarını ortaya koyacaksa her bireye eşit davranırsanız 5 bin yılık Türk tarihinde yerinizi o zaman alırsınız.
ADALET ÖRNEĞİ VURGUSU
Sayın Cumhurbaşkanımız? İnsan yaşamı makam ve mevkilere baki değildir. Ahiret gününde Mahkeme-i Kübra da her canlı ölümü mutlaka tadacaktır. İnananlar cennette inanmayanlar cehennemde yerini alacaktır. Lütfen yaşadığımız evren ahretin ön bahçesidir. Burada pozitif ve negatif ne ekmişsek Levh-i Mahfuz´da kayıt altına alınmıştır. Bir imam hatipli olarak bir devlet adamı olarak bunu en iyi bilenlerdensiniz. Artık şeytan ve nefsinizle girdiğiniz savaşı ayaklarınızın altına alır, bunu yaptığınız an 80 sizi yalnız bırakmayacaktır. İslam´ın son kalesi Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Adil ve adaletli olursanız tamamen insanlığın yitirmiş her şeyi maddeleştirmiş olan ahlakını erozyona uğrattığı emperyalist üst akıl belirli bir zaman süreç içerisinde gücünü kaybederek sömürdüğü halklara bu aziz milletin adil ve adaletli davranışı onlara örnek olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti sadece İslam´ın değil, insanlığın son kalesidir. Rabbim sizin yolunuz hak katında doğruysa yar ve yardımcınız olsun. Bu aziz millet de sizi asla bırakmasın. Makamınıza saygılarımla arz ederim.?
?BENİM PARTİM BELLİ?
Çakıcı, mektubun son bölümünde bir de not paylaşarak şunları söyledi: ?Kronik KOAH´tan dolayı İ. B. Tıp Fakültesine kaldırıldım. Çıkışta basın mensuplarına söylediğim, ?Allah devletimizin ve milletimizin bekasını daim etsin. Allah devletimizi ve milletimizi korusun?, arabaya binerken de ?Dünyada kimseye Allah´tan başka biat etmem. Rabbime biat ederim? şeklinde konuştum. Bunun dışında başka bir cümle ağzımdan çıkmamıştır. Yakın arkadaşım Üzeyir Çakmaktaş sağlığımla ilgili beni korumak ve yapılan haksızlığı dile getirmek için: ?Hükümetle aramızı bozmak istiyorlar? cümlesini kullanmıştır. Ben daha evvel defalarca dile getirdim. Hiçbir partiye mensup değilim. Ezelden ebede kadar ülkücü olduğumu ifade etmiştim. Benim partimin amblemi devletimizin bayrağı olan hilal ve yıldızdır.
?TC DEVLETİNİN BEKASI İÇİN?
Aziz Türk Milletine? Devletin bekası için gerçek manada tüm etnik guruplara din ve vicdan özgürlüğüne, insan haklarına, hukukun herkese eşit davrandığı TC vatandaşı olarak namuslu hükümete saygı duyarım. Bu kriterlere uymayan hiçbir hükümete saygı duymam. Bu hükümet 13 yıldır bana her türlü kötülüğü yapmasına rağmen devletimizin bekası için 15 Temmuz´dan sonra Sayın Tayyip Erdoğan´ın dik duruşundan dolayı, kendilerine birkaç kez teşekkür ettim. Bu teşekkür ona asla yalakalık yapmak için değildir. Şu anda Türkiye´nin en güçlü insanıdır. Yanlışının sonu ölüm de olsa tenkit ederim. Doğru söylediği devletin bekası için gövdemi ateşin altına bile koyarım. Ama onun şansı için değil. TC devletinin bekası için.
?SENİN BİTİRİMLERE İHTİYACIN YOK?
Sayın Kamuoyu? Nottan evvelki yazmış olduğum yazı Cuma günü kaleme aldırdığım yazıdır. Nottan sonraki yazı hastaneye çıktıktan sonra sosyal medyada ?Hükümetle aramı bozmak istiyorlar?, bu yazı ondan sonra kaleme alınmıştır. Ömrümde ne lafımı değiştirdim, ne de attım adımı geri aldım. Bir erken veyahut onurlu bir insan söylediği söze Allah (cc) şahit olmuşsa o lafı inkar etmek. Allah´a (cc) imansızlıktır. KASIMPAŞALI AIR ABİYE SORUŞORUM, SÖYLENEN LAF GERİ ALINIP İNKAR EDİLİR Mİ? Bir de kendisi şapkalı ayak ayak üzerine atmış, sigarasına ağızlık takarak, bir bitirimle mi, kader arkadaşlığı yapıyor? Kasımpaşalı ağır abi, sen milleti arkana almışsın, yolun Allah (cc) katında doğruysa millete verdiğin sözü tutacaksan, sahibin Allah´tır (cc). Bu millet de senin arkandadır. Senin kasketli bitirimlere ihtiyacın yok. Saygılarımla.?
