Kırşehir ve Kırıkkale ilindeki okul yöneticileri ve öğretmenlere yönelik olarak yapılan bir araştırmadan ilginç sonuçlar çıktı…
Araştırma Sonucu
Ahi Evran Üniversitesi (AEÜ) Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cengiz Şahin, "Okul yöneticileri yönetim sürecinden kaynaklanan yüksek kaygı ortamında görev yapıyor" dedi. Şahin, yaptığı açıklamada, Kırşehir ve Kırıkkale il sınırları içerisinde görev yapan 576 okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretimde görev yapan okul müdürü, müdür başyardımcıları ve müdür yardımcıları üzerinde yaptığı araştırmada, yöneticilerin yüksek düzeyde kaygı ortamında görev yaptıklarını belirlediklerini söyledi.
Yönetici Kaygısı
Yönetici kaygısını, yöneticinin yoğun iş yükü nedeniyle kendine, ailesine ve arkadaşlarına zaman ayıramaması, çalışma arkadaşları, amirleri ve çevreyle sosyal ilişkilerini ve beklentilerini karşılayamaması, sosyal ilişkiler, maddi konular, gelecek yaşamı, sağlık sorunları, toplumsal sorunlar ve gelişmeler sonucu oluşan kaygı durumu olarak tanımlayan Şahin, "Yöneticilerde en çok kaygıya neden olan durumların birincisi, işte yönetim süreci kaygısı, ikincisi iş yükü kaygısı. Araştırmaya göre, okul yöneticileri yönetim sürecinden kaynaklanan yüksek kaygı durumlarını ifade ettiler" diye konuştu.
Olumsuz Etkiler
Şahin, şöyle devam etti: "Üst yönetimden gelen haber ve bilgilerin geç ulaşması, bürokratik işlemlerin işleri aksatması, görevimde yeterli yetkinin verilmemesi, iş yerinin karar verme sürecindeki tutarsız uygulamaları, iş arkadaşlarımı motive edememek, üst yönetimin emrivaki kararlarına katılmak zorunda bırakılma yönetim sürecinde yaşadıkları kaygılar arasında ye alıyor. Ayrıca, görev alanıyla ilgili yönetmelik ve gelişmeleri takip edememek, çevresel baskı gruplarının önemli karar ve uygulamalarımı olumsuz etkilemesi…
Çevre Baskıları
Çevresel baskı grupları ya da üst yönetimle düştüğüm anlaşmazlıkta işverenimin bana sahip çıkmaması, üst yönetimin doğru kararlarıma ve uygulamalarıma müdahalesi, merkez örgütünün sık sık değişen kararları, merkez örgütünün çelişen kararları, kanun ve yönetmeliklerdeki bazı maddelerin açık olmaması ve üst amirlerimden de net cevap alamamam, ulusal/yerel medyada kurumla ilgili olumsuz haberler çıkması, kurumun hedeflerine ulaşamaması, yönettiğim örgütte çalışanların liyakatle belirlenmemesi de yönetim sürecinde yaşadıkları kaygılar arasında bulunuyor."
İş Yükü Kaygısı
Şahin, "Yöneticiler, iş yükünden kaynaklanan kaygı durumlarını, işlerinin özel hayatını olumsuz yönde etkilemesi, hobileri için zaman ayıramamaları, arkadaşlarına ve tanıdıklarına yeterli zaman ayıramamaları, kişisel sorunlarının dikkate alınmadığı, işlerinden dolayı masa başında fazla kalmaları, yoğun iş yükü nedeniyle sağlıklı beslenemedikleri, üst yönetim değişikliklerinin işlerini tehlikeye sokması, iş yoğunluğundan ailelerine yeterli zaman ayıramadıklarının altını çizdiler" şeklinde konuştu. "Bir yöneticinin verimliliği, verdiği kararların sayısı ve isabet derecesi, politika oluşturma ve planlamayı eyleme dönüştürme yeteneği, çalışanları yönlendirmede başarısı, insan ilişkilerinin düzeyi, denetim gücü ve kendini geliştirebilme becerisi ile ölçülebilir" diyen Şahin, şunları kaydetti:
Verimli Ortam Olmalı
"Fakat kaygılı yöneticiler, diğer kişilerle olan ilişkilerinde aşırı duyarlıdır, kendini yetersiz bulur ve kolayca çöküntüye girer, dikkatini toplayamadığı ve yanlış yapmaktan korktuğu için karar vermek ona güç gelir. Bu yönden, yöneticilerin kişilik özelliklerinin de yetkilerini kullanmada önemli rol oynadığı bilinmektedir. Okul yöneticilerinin yönetim süreci ve iş yükü nedenlerinden kaynaklanan kaygı düzeylerinin bilinmesi, okul yöneticilerine yönelik hizmet içi eğitim programlarında bu konulara da yer verilmesiyle, okul yöneticilerinin daha verimli çalışma ortamı oluşturmada bir katkı sağlar."