Yazılı bir açıklama ile 28 Şubat darbecilerinin yargılanmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Faruk Vurgun, tartışmaların görünen yüzünün ortada bir hesaplaşma olduğunu gösterdiğini belirtti…
AÇIKLAMA YAPTI
Hesaplaşmanın görünmeyen yüzünün ortaya çıkarılmasına ilişkin hiç kimsenin bir şey söylemediğini belirten Vurgun, 28 Şubat`ın niçin yapıldığına dair değerlendirmelerin ortaya çıkarılabilmesi için dönemin şartlarının gözden geçirmenin önemli olduğunu söyledi.
28 Şubat`la ilgili gerçek bir hesaplaşmanın ortayla konulması gerektiğini dile getiren Faruk Vurgun, "28 Şubat`la gerçek bir hesaplaşma, 54. Hükümetin ekonomi ve dış politika vizyonunu gerçekleştirmekten geçer.
MÜMKÜN OLACAKTIR
Yoksa milletimizin son on yılda borca esir ve krediye muhtaç bırakılması, lider ülke hedeflerinin 2023 yılına ertelenmesi, 28 Şubat post-modern darbesini yapanların ve bundan kendilerine pay çıkaranların yaptıkları yanlışın ne ölçüde büyük olduğunu göstermek için yeterlidir. Bizce 28 Şubat`ın gerçek hesaplaşması ancak, en zor zamanlarda davasını büyük bir cesaretle savunmuş, istikametinden hiç sapmadan, yılmadan ve yorulmadan kendisine ve temsil ettiği kitleye yapılan zulme, haksızlığa ve baskıya hiçbir zaman boyun eğmeden yaşadığı döneme ve geleceğe ışık tutmakla mümkün olacaktır.
HAVUZ SİSTEMİ
Saadet Partisi, bu mücadelenin adıdır. Çünkü Saadet Partisi bu ülkenin tek sivil hareketidir. Çünkü sivillik, küresel egemenlere, onların ortaya koyduğu siyasi, ekonomik ve dış politika anlayışlarına teslim olmamak demektir" diye açıkladı. Açıklamasında, 28 Şubat`ın hem ekonomik hem de dış politika ile ilgili gelişmelerden dolayı yapıldığını dönemin şartlarını irdeleyerek ortaya koyan Faruk Vurgun 54. Hükümetin "denk bütçe", "havuz sistemi" gibi borçlanmayı sıfırlayan, çalışana ve emekliye verdiği yüksek ücret artışları, yapılan kaynak paketleriyle rantiyeye aktarılanın millete aktarılmasının 28 Şubatın ekonomik sebeple yapıldığını ortaya koyduğunu belirten Vurgun, "Borç almadan, zam yapmadan, yeni vergi koymadan, "Denk Bütçe", "Havuz Sistemi" ve kaynak paketleri ile toplumun bütün kesimlerinin refah düzeyi olağan üstü bir şekilde arttırılmıştı. Türkiye`nin güçlü ve bağımsız bir ekonomik yapıya kavuşuyor olduğunu gören, dünyanın egemen güçleri, bir kısım yerli egemenleri de etkileyerek, maşa olarak kullanarak harekete geçmişti.
DIŞ POLİTİKA
Dış politika açısından bakıldığında ise, D-8 gibi dünya ölçeğinde sömürüyü durduracak ve özellikle halkı Müslüman ülkelerin ortak çalışmalarla güç birliği sağlamasına ve D-60`la adil temeller üzerine kurulacak olan, Yeni Bir Dünya`nın adımları atılmıştı. Yani, Irak, Afganistan, Libya, Suriye işgal edilmesin, Gazze`de zulüm dursun, Afrika sömürülmesin, açlığa mahkûm edilmesin, İslam ülkelerinde yöneticilerin halkına yönelik zulümleri, yine Müslüman ülkeler tarafından ortadan kaldırılsın. Irak`ın, Libya`nın Afganistan`ın post-modern darbe sonrası işgal edilmesi de bunu ispatlamaktadır.
GÖZ BOYAMAK
Bugün İran ile karşı karşıya getirilmemiz D-8`in hedeflerinin sürdürülmesi sonrasında düşünülebilir miydi? Bugün siyasi olarak rövanşının alındığı iddia edilen 28 Şubat`ın gerçek bir hesaplaşmanın önemli bir adım olduğu ancak tribünlere oynamaktan, göz boyamaktan vazgeçip 28 Şubat`la gerçekten hesaplaşma yoluna gidilmelidir" dedi.