Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel Kırıkkale`de Suriye`de kaçırılan gazeteciler ve gazetecilerin yıpranma hakkı konusunda açıklamalarda bulundu.
KIRIKKALE ZİYARETİ
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel Kırıkkale’ye geldi. Sertel, hafta sonu Ankara’da yapılacak olan Federasyon seçimleri için Kırıkkale’den oy istedi ve oy kullanacak gazeteciler ile görüştü. Sertel, Kırıkkale`de Suriye`de kaçırılan gazeteciler ve gazetecilerin yıpranma hakkı konusunda açıklamalarda bulundu. Sertel, kaçırılan gazetecinin serbest bırakılması için çalışmaların sürdüğünü, 2008 yılında kaldırılan gazetecilerin yıpranma hakkının geriye verilmesi konusunda ise olumlu görüşler aldığını söyledi.
ÖZEL AÇIKLAMALAR
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel, Kırıkkale Müstakil Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cengiz Selci`yi ziyaret etmek üzere kente geldi. Müstakil Gazeteciler Cemiyetinde bir süre Başkan Selci ile sohbet eden Genel Başkan Sertel gazetecilerin gündeme ilişkin sorunlarını ele aldı. Suriye tarafından kaçırılan Türk Gazeteci Cüneyt Ünal`ın serbest bırakılması için Türkiye`deki kamuoyu duyarlılığının artırılması gerektiğini söyleyen Sertel, gazeteci Ünal`ın çok iyi bir gazeteci olduğunu, gazetecilik faaliyetinin dışında hiçbir eylemde bulunmadığını, televizyonda yayınlanan görüntülerin gerçekleri yansıtmadığını ifade etti.
ÜNAL AÇIKLAMASI
Sertel, "Biz tabiki gerek Türkiye`de gerekse Dünyada gazetecilerin özgürce mesleki faaliyetini sürdürmesini öncelikle istiyoruz. Suriye`de Cüneyt Ünal arkadaşımız televizyona çıkarıldı ve televizyonda şiddete maruz kaldığı ve kendisine işkence yapıldığı çok net görülüyor. Bu arkadaşımız gazetecilik faaliyetinin dışında bir eylem yapmış gibi kamuoyuna sunulmak istendi. Oysa ki Cüneyt Ünal Türkiye`de çok iyi tanınan, gazetecilik faaliyetinin dışında hiçbir uğraşı olmayan çok başarılı bir kameraman, çok başarılı bir gazeteci. Onun gibi bir Filistinli gazeteci de Suriye devletinin elinde bulunuyor. Biz bir an önce gazetecilerin serbest bırakılmasını istedik, talep ettik. Bu konuda Suriye devletine değişik kanallar yoluyla mektuplar yazıldı. Bu arkadaşlarımızın serbest bırakılması yolunda sivil toplum örgütleri, gazeteci cemiyetleri ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu olarak girişimde bulunduk, bu güne kadar hiçbir sonuç alamadık.
BIRAKILMALARINI İSTİYORUZ
Bu sonucu almak için uluslararası basın teşkilatları ve Avrupa`daki gazeteci örgütleri ile temasa geçildi, o gazeteci örgütleri ile aynı Esad`a mektup ve başvuruda bulunduk. Buradaki yapılması gereken Türkiye`deki kamuoyunun duyarlılığını artırmaktır. Türkiye bu konuda kendi gazetecisini kendi evladını geri istemektedir. Dışişleri bakanlığı, Türkiye`deki Avrupa bakanlığı bu konudaki faaliyetlerini sürdürmektedir, bizde sürdürüyoruz. Şu anda İstanbul`daki arkadaşlarımızı Suriye Büyükelçiliği önünde eylemler ve basın açıklamaları yapmaktadır. Bütün bunların bir sonuç almasını diliyoruz ve Suriye`de görev yapan gazeteci arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmalarını istiyoruz" dedi.
ÇİLELİ BİR MESLEK
2008 yılında kaldırılan gazetecilerin yıpranma hakkının geri verilmesi konusunda olumlu görüşler aldığını ifade eden Atilla Sertel, gazetecilerin kamuyu aydınlatmada ve kamuyu bilgi sahibi yapmak yolunda çok zor ve çileli bir mesleğin bireyleri olduğunu söyledi. Sertel, "Öncelikli olarak basından sorumlu Devlet Bakanımız Bülent Arınç`a bir dosya sunmuştuk. Çünkü 2008 yılında kaldırılan yıpranma payının, `siz gazeteciler yıpranmıyorsunuz` demekle gerçeği yansıtmadığını, aslında gazetecilerin bırakın günlük sosyal yaşamdaki çalışma koşullarının kötülüğü ve zorluğunu, bırakın yıpranmayı gazeteciler ölüyor, gazeteciler öldürülüyor. Van depreminde iki arkadaşımızı rahmetli Sebahattin Yılmaz ve Cem Emir kardeşimizi kaybettik. Şimdi bakın Suriye`de arkadaşımız tutuklandı ve hiçbir can güvenliği yok ve işkence görüyor.
GAZETECİLERİ ANLATTI
Demek ki gazeteciler kamuyu aydınlatmada ve kamuyu bilgi sahibi yapmak yolunda çok zor ve çileli bir mesleğin bireyleri. Sayın Arınç bu konuda bize söz verdi ve bu konunun başbakanlık düzeyine taşındığında biliyoruz. Önümüzdeki yasama dönemi başladığında gazetecilerin 2008 yılında kaldırılan yıpranma hakkının geriye verileceği noktasında bize olumlu görüş bildirildi. Biz bu olumlu görüşü bildirenlere inanıyoruz. Yani bunun dışında bir gelişme olacağını sanmıyoruz. Ama biz her vesileyle de hem gazeteci örgütleri olarak bu hakkın peşinde koşacağımızı da buradan belirtmek istiyorum. İnşallah kısa sürede bu konu yasalaşır ve gündemden kalkar. Çünkü bir siyasiyi takip eden gazeteci, o evine girip dinlendiğinde yine kapısında onu takip eder vaziyettedir. Gazetecilerin çalışma koşulları son derece ağırdır ve en çok yıpranan, mesleki anlamda sıkıntı çeken kesim de gazetecilerdir" dedi.