Kendi gitti,
Neyi kaldı?
Veli Korkmaz analizi
Kırıkkale tarihinde üst üste iki dönem belediye başkanlığı yapmayı başaran Veli Korkmaz, bu dönem aday gösterilmedi. Kırıkkale’den ayrılan Korkmaz, nasıl bir belediye başkanlığı yaptı. Şimdi herkes bunu analiz ediyor…
Veli Korkmaz analizi
Veli Korkmaz, Kırıkkale’de tarihi bir duruma imza attı. Korkmaz, Kırıkkale tarihinde üst üste seçilen ilk belediye başkanı oldu. Bu dönem aday gösterilmeyen Veli Korkmaz’ın nasıl bir belediye başkanlığı yaptığı ve nelere imza attığı, başarılı olup olmadığı analiz ediliyor. Veli Korkmaz iyi mi, yoksa kötü mü bir belediye başkanlığı yaptı. Yanlış yaptı mı? Hataları oldu mu?
Manidar durum!
Korkmaz, ilk dönem seçildiğinde AK Parti’den bir sürü aday vardı. Ancak Korkmaz ortada yoktu. Son bir ay kala geldi şehre, bir yurt açılışında boy gösterdi ve o zaman aday olacağı anlaşıldı. O güne kadar ismi zaman zaman geçiyor ancak, kendisi ortada olmadığı için adaylığından ciddiyetle bahsedilmiyordu. Aday oldu, kısa süre sonra seçim yapıldı ve seçimi kazandı. Ancak AK Parti her yerde fark atarken, Korkmaz ile Kırıkkale’de farka imza atamadı. Bu manidar bulundu.
Lafın peşine düşmek…
Korkmaz, şehre adeta tepeden iner gibi gelmişti. Bu yüzden, karşısında aday olan bazı isimler ile seçildikten sonra sürtüşmeler yaşadı. Hele bir isim vardı ki, O’nunla hiç görüşmek bile istemedi ve görev süresi boyunca da görüşmedi. Hata, o adayın yönetim kurulu başkanlığı yaptığı hastaneye de sorunlar yaşatmayı ihmal etmedi. Bu yönü Korkmaz’ın kin güden biri olarak dikkat çekmesine sebep oldu. Bu ve “lafın peşine asla düşmem” demesi ile dikkat çekti ancak, ne yazık ki, bu iki özelliği en güçlü yapısı olarak hafızalarda yer etti, öyle de kalacak gibi görünüyor.
Güzel çalışmalar da yaptı
Bu olumsuz yapısına rağmen, hızlı bir giriş yaptı Korkmaz. Kırıkkale’nin öncelikle sorunları ve temel ihtiyaçlarıyla ilgili sıkıntılarını çözmekle başladı işe. Terminal, yol ve kaldırım, su konusu (çözemedi ama…), norm kadro (büyük bir personel kesiminin günahını aldığını ve yanlış yaptığını kendisi de itiraf etti), Nokta’nın cazibe merkezi haline getirilmesi, Samsun Bulvarı, Atatürk Parkı gibi konularda çok başarılı oldu. İlk dönem bu anlamda vasatın üzerinde geçti, yani icraat anlamında.
İyi pratisyen değildi
Fakat bir şey eksikti. Korkmaz, entelektüel bir kimlik gibi gösteriyordu kendisini, ama bunu şehre yansıtamıyordu. Bir Halil Ürün, bir Mehmet Özhaseki olamıyordu. İyi bir teorisyendi ama iyi bir pratisyen olamıyordu. Teoride her şeyi güzel anlatıyor, fakat pratikte uygulaması iyi değildi. İrili ufaklı bir çok çalışma yapıldı ama, bunların maliyeti yüksekti, o çalışmalara bir daha dönüp bakılmadı. Her şey olduğu gibi kaldı, ne bakım onarım yapıldı, ne de ilgilenildi. Dolayısıyla yatırım kendini şehirde gösteremedi.
Verimli olamadı
Hizmet satınalma yöntemi uygulandı ilk günden bu yana ancak bu da hem verimli olmadı ve hem de hizmet satınalınan firmalar adeta zengin edildi. Bunlar kendisine eleştiri olarak gelmeye başladı. İşçi maaşları, personelin işten atılması konuları ve yukarıdaki gelişmeler şehirle Korkmaz arasında kırılma noktasını oluşturdu. Eleştiriler başladı, dozu giderek arttı. Şehirde bir eşraf kesimi oluşturması beklenen Korkmaz, eşraf denebilecek kesime entelektüel bir kimlikle biraz tepeden bakınca, eşraflar da onu dışladı. Git gide belediye içine hapsoldu Korkmaz.
İlginç bir davranış
İkinci dönem adaylığı işte tam da bu zamana denk geldi. Çok zor bir süreç yaşadı. Başbakan’ın tepkisini çekti ödenmeyen maaşlar konusunda, BİMER’e yapılan şikayetler hakkında. Aday gösterilmemesine garanti gözüyle bakılıyordu. Bu durum nedeniyle bazı dostlarının adaylığı söz konusu oldu. Onlarda iplerini tamamen kopardı. Hatta partinin il başkanı kendisi için riske girdi, aday olması için elini taşın altına koydu, ancak onu bile silerek tuhaf ve anlaşılmaz bir davranışa imza attı. Bu davranışı ikinci dönem şehirden tamamen kopuk bir yönetim sergilemesine neden oldu.
AK Parti fark atarken…
Sancılı adaylığı nedeniyle Kırıkkale’nin adayı çok geç belirlendi. Başbakan ayak diredi, Beşir Atalay ısrar etti. Daha olmayınca devreye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün girdiği öne sürüldü. Ve böylece aday olabildi. Ancak, öyle sonuçla başkan seçildi ki, Atalay bile muhtemelen aday gösterdiğine pişman oldu. Seçimi Demokrat Parti adayı Mahir Yılmaz karşısında kıl payı kazanabildi. AK Parti her yerde yine fark atarken, Korkmaz ile ne yazık ki Kırıkkale’de bir kere daha farka imza atamadı. Tartışmalı bir seçim sonucu yaşandı Kırıkkale’de.
Şehirle arası açıldı
İkinci döneminde Korkmaz fazla bir şey yapmadı dense yeridir. En önemli çalışması Atatürk Bulvarı oldu. Bunun dışında saat 11:00 gibi Belediye’ye geldi, herkes zaten Belediye’de işine (!) gücüne(!) bakıyordu. İlgilenmedi onlarla. İlk dönemin sonunda şehirle ve yerel basınla arası açılmıştı. Bu açıklık git gide daha da büyüdü ve uçuruma dönüştü. Öfkenin tatlı olduğunu bilen Korkmaz, bunun üzerine gitti. Öyle ki, sevdiği ve desteklediği yerel basın ile sevmediği ve desteklemediği yerel basın oluşturdu.
Kendini Belediyeye hapsetti
Usulsüz işler, ihaleler, yüklü miktarda meblağlardan bahseder oldu şehir. Bir çok şey ayyuka çıktı. Hakikaten ikinci dönem, özellikle bu dönemin son iki yılı çok kötü geçti. Kendini adeta belediyeye hapsetti. Birkaç gazeteci dışında hiç kimse ama hiç kimse ile diyaloğu olmadı. Ancak buna rağmen yine de aday olmaya niyetlendi, çalıştı ve son ana kadar da çok uğraştı. Fakat olmadı. Atalay, üçüncü kez riske girmek istemedi. Bunda da haklı olduğunu seçim sonucu gösterdi. Mehmet Saygılı, Veli Korkmaz’ın iki kere yapması gereken farkı tek başına attı.
Şehre gelir mi?
Veli Korkmaz görevi Mehmet Saygılı’ya devretti. Şehirde kalıp kalmayacağı merak ediliyordu. İlk işi şehirden ayrılmak oldu. Daha gelip gelmeyeceğini merak edenler olabilir, kesinlikle gelmeyecek. Çünkü bu şehirde işi yok. Zaten bu şehirde ikamet etmiyordu. Son yıllarda Ankara’da ikamet ediyordu. Bir Veli Korkmaz geldi geçti bu şehirden, varıyla yoğuyla… Ne bıraktı ne götürdü, azıyla çoğuyla… İki dönemin özeti bu, yorumu Kırıkkale kamuoyunun.