MHP MYK Üyesi Avukat Halil Öztürk’ten Kanal B’de çarpıcı açıklamalar
“Hukuk tanımamazlığın
daniskasını yapıyorlar”
Baraj açıklaması
Terör sorunu
Alevi kararı
MHY MYK Üyesi Avukat Halil Öztürk önceki akşam Kanal B’de Hariciye Koğuşu isimli programa katıldı ve baraj tartışmalarından terör sorununa ve MHP’nin Alevi vatandaşlar izin hazırladığı tasarıya kadar önemli açıklamalarda bulundu.
Baraj kararı ne getirir?
Mithat Sirmen’in hazırlayıp sunduğu programa konuk olan MHP MYK üyesi Avukat Halil Öztürk, eski milletvekili, TESEV Başkanı Erol Tuncer ile birlikte gündemi değerlendirdi. Programda baraj tartışmaları ile terör sorunu ve Alevi vatandaşların durumu konusunda açıklamalar yer aldı. Öztürk, bir hukukçu olarak baraj tartışmaları konusunda “Anayasa Mahkemesi’ne hak ihlali konusunda dava açıldı. Yani baraj konusunda. AKP’nin hangi tarihte ne zaman ne yapacağını kestirmek zor. Kendilerini sıkıntıya sokan her şeye müdahale ediyorlar biliyorsunuz. AYM iptal başvurusu konusunda red yoluna gidebilir. Genel kurulda da görüşülebilir. Hak ihlali var deyip kanunu iptal etmez, tavsiye kararı verebilir. Buna göre seçime 1 yıl varsa yasa kullanılamaz hükmü var. Seçime 7 ay var. AYM karar verip bunu düzenleyin derse, 67. maddenin geçici madde ile değiştirilmesi gerekir.
Herkes duyarlı olmalı
AKP’liler ne olursa olsun biz gereğini yapmayız diyorlar. Biz MHP olarak hakka inanan siyasetin mensuplarıyız. Bu karar meclise gelirse gereğini yaparız. Geçmişte AYM müracaat üzerine bölge barajını kaldırdı. Şimdi bu seçime yakın zamanda tartışılan konu ve karar ne olursa olsun bir siyasi kaos çıkarır. Bu durumda TBMM’nin bir şey yapması lazım gelir. AKP buna yanaşmıyor. Seçimden sonraki hükümet tartışmalı hale gelecek. Herkesi bu konuda duyarlı davranmaya davet ediyoruz.
Hukuk tanımamazlık
Türkiye’nin milli bütünlüğü ve birliğini korumaya yönelik bir tavrımız var bizim. AYM üzerinde bir tehdit var. Burhan Kuzu AYM’yi kapatmak gibi bir tavır sergiledi. Bu, hukuk tanımamazlığın daniskasıdır. Önlerinde engel teşkil eden neyse ister büyük olsun ister küçük, silindir gibi ezip geçiyorlar. Bunların hukuk anlayışı budur” dedi. Programda konuşan TESEV Başkanı Erol Tuncer, “Bugünkü Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesi eliyle siyasete yön vermek mümkün değil. Zaten ihtilal AYM’si” diye bir laf etti. AYM ihtilal ürünü değil. 1950’lerden gelen bir mahkeme” diye konuştu.
Geçmiştekilerle aynılar
Öztürk ise bu konuda, “AKP’den Ahmet İyimaya, AYM’yi denetleyecek bir İnsan Hakları Mahkemesi kurulmalı diyor” dedi. Tuncer ise konuya atıfta bulunarak, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını dinlemeyenler yerine bunu mu koyacaklar?” diye AKP’ye soru eleştirisinde bulundu. Tuncer, “Bizde iktidar partileri ellerine fırsat geçince kendilerine en çok oyu sağlayacak sistemlere geçmeye çalışırlar. Geçmişte de eski partiler kendilerini çoğunlukta tutan sisteme istikrar diyorlardı” diyerek, bugünkü AKP ile geçmişteki bazı partilerin aynı anlayışı savunduklarını öne sürdü.
Devlet ve milletin vay haline!
Programda Öztürk, güncel gelişmelere dikkat çekerek, “Şu anda bir süreç yaşanıyor. AKP, PKK ve HDP ile ortak yürütüyor bu süreci. Bebek katili İmralı’ya giden heyete bir pusula verdi, gidin bunu hükümete kabul ettirin dedi. Onlar da aldı hükümete ve Kandil’e götürdü. Kandil’den gelip hükümete onaylatacaklar. Ben pusuladakilere baktım, PKK yasal ve anayasal olarak tanınacak, kendisine hukuki zemin elde edecek. PKK özerklik ilan ediyor, Kürtçe anadil olarak kabul ediliyor. Bebek katili ve diğer terör suçluları serbest kalıyor, üstelik seçime girme hakkı elde ediyorlar. Devlet ve milletin vay haline” dedi.
Tek millet, tek devlet, tek bayrak
Öztürk, Türkiye’nin bütünleyici bir siyasete ve söyleme ihtiyacı olduğuna işaret ederek, “Ülkeyi ve milleti birleştiren, bütünleştiren bir siyaset ve söyleme ihtiyaç var. MHP her zaman tek dil, tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet kavramlarını benimsemiş ve içselleştirmiş kimseyle sorun yaşamaz. Bölen, ayrıştıran ve parçalayanlarla bir arada olamaz. Bakın sokak hareketlerine başlayacağız diyorlar. Bu demokratik hak mıdır? Binlerce arabalar, evler yakıldı. Başbakanın danışmanı Etyen Mahçupyan bölgede kamu düzeni sağlanamıyor diyor. Siz buna izin verirseniz olacağı budur. Devletin derhal harekete geçmesi lazım” dedi. Bunun üzerine Tuncer ise, “Bu ülkede enteresan şeyler oluyor. Sizin söylediğiniz tek bayrak, dek devlet, tek millet söylemine eski Başbakan bir ilave yapıyordu. Buna tek din söylemini ekliyordu. Laik sistemlerde bu tartışılır. Bizim gibi demokratik kültürü gelişmemiş tek parti hükümetlerinde bu böyledir ne yazık ki” dedi.
MHP’nin Alevilerle ilgili çalışması
Öztürk, Alevilerin sorunları ve Cemevlerinin durumu ve MHP’nin bu konuya bakış açısıyla ilgili de programda bir soru üzerine açıklama yaparak, “Sayın Genel Başkanımızın bu konuda açıklamaları ve çalışmaları var. Alevi vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne yönelik 10 maddelik bir paket hazırladık. Bu paket içinde Alevi Merkezleri kurulsun istiyoruz. Özerk yapı verilsin ve gerekli izinler çıkarılsın. İlahiyat fakültelerinde tasavvuf bölümleri olsun. Alevi-İslam inancı envanteri geriye dönük olarak çıkarılsın. Diyanette radikal bir düzenlemeye gidilsin ve orada bir Alevi temsilcisi bulunsun. Cemevi gerçeği kabul edilsin. Devlet Cemevlerine yardım etsin.
Kendilerine var Alevilere yok!
AİHM bu konuda zaten bir karar verdi. Cemevlerine yardım edilmesi kararı çıktı. Cemevinin elektiriğini devlet ödemiyor ama Sinagog, kilise ve Budistler gelse onların ibadet hanelerinin giderlerini karşılıyor. Cemevinin gideri neden karşılanmasın. Biz MHP olarak yıllardır Alevi vatandaşlarımızın sorunlarının çözümünü söylüyoruz. Bunu bugüne kadar çözseniz daha iyi değil miydi? Ankara’da Çankaya’da Cemevi Yaşatma Derneği’ni kapatma davası da var. Bu sorunların çözümü için bir şeyler yapılmalı. İktidar 17-25 Aralık’ı kapatmak için yasa çıkarabiliyor. Aleviler ve Cemevleri için de gereken yapılmalı. Bunlar hanedanlıkları için yasal düzenleme yapabiliyorlar. Bu gibi sorunlar için de düzenleme yapılmalı” dedi.
Türkiye’nin neye ihtiyacı var?
Programın sonunda Tuncer, baraj tartışmalarından Alevi sorunlarına, terörden başka konulara kadar bir çok konuda gerginlik çıkarıldığını söyledi ve bunun Türkiye’ye faydası olmadığını belirtti. Öztürk ise Türkiye’de yapıcı, bütünleyici ve birleştirici bir siyaset ihtiyacı olduğunu ifade etti.