K.Ü. Toplantıya Hazırlanıyor

K.Ü. Toplantıya Hazırlanıyor

Su Samurları konusunda önemli bir toplantıya ev sahipliği yapacak

Su Samuru Habitatı

Kırıkkale’de Su Samuru Habitatı olduğunu biliyor muydunuz. Evet var… Kırıkkale, Su Samuru familyasının en önemli yerleşim bölgelerinden birisi. Bu konuda araştırmalar bile yapılıyor
 
Kırıkkale çalışması
Kırıkkale Üniversitesi’nde Su Samurları’nın durumu konusunda bir sempozyum gerçekleştirilecek. Bugün başlayacak olan sempozyumda Su Samurları’nın durumu, hayatı ve habitatı ele alınacak. Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilecek olan sempozyum bir çok bilim adamı tarafından da takip edilecek. Sempozyumda bilim adamları bildiriler sunacaklar. İşte Su Samurlarının yaşamı ve Kırıkkale habitatı…
 
Su Samuru familyası
Besin zincirinin üst basamağında yer alan ve kaliteli bir kürke sahip su samurunun, aşırı avcılık ve habitat bozulması, nesli tehlike altında olan türler kategorisinde yer almasına sebep olmuştur. Etçiller (Carnivora) takımına ait Sansargiller (Mustelidae) familyasının yarı-sucul mensubu su samuru dere, çay, nehir ve ırmaklarda yaşamaktadır. Besinlerini kara ve su ortamındaki bazı kuş, fare, kurbağa, balık, kabuklu hayvanlar, solucan, su böcekleri gibi canlılar oluşturmaktadır. Genellikle gececil olan bu hayvanlar çok iyi yüzerler. Kuvvetli koku alma ve işitme duyusuna sahiptirler. Ayak izleri 6-9 cm arasında değişir. Su yüzeyinde, gözleri ve burnu suyun dışında kalacak şekilde yüzerler. Yüzme hızı saatte 2 km, dalış süresi 10-40 saniyedir.
 
Yaşadıkları yerler
Baharla birlikte üreme faaliyetlerine başlarlar.Yılda ortalama 2-4 yavruya sahip olurlar. Yuvaları uygun bir gizlenmenin olabildiği göl, dere ve nehirlerin kenarlarında bulunan ağaçların kök sistemleri, kanallar, sazlıklar, kuytu bir oyuk içinde olabilir. Çiftleşme dönemi dışında soliter yaşayan su samurunun 20 yıl kadar yaşadığı kaydedilmektedir. Asya ve Avrupa’nın büyük kısmında ve Afrika’nın bir kısmında yaşarlar. Avrupa’da Türkiye, Fransa, İspanya, Yunanistan, İskandinavya, İskoçya, Almanya’da bulunur. İngiltere’de nadirdir.
 
Kırıkkale’de de var
Su samuru Anadolu’nun her tarafındaki nehirlerde, ırmaklarda,göl ve barajlarda görülmektedir. Örneğe dayalı kayıtlar Tarsus, Fethiye, Aras ve Kura nehirleri, Artvin, Rize, Muğla ve Bolu’dan verilmiştir. Herhangi bir örneğe dayanmaksızın su samurunun Çanakkale, Balıkesir, Kütahya, Eskişehir, Ankara, Samsun, Amasya, Tokat, Adana, Gaziantep, Adıyaman, Diyarbakır, Siirt ve Kars illerinde yayılış gösterdiği rapor edilmiştir. Ayrıca biz de yapmış olduğumuz çalışmalarda Kırıkkale’ye bağlı Hasandede köyünde bir su samuru yuvası tespit ettik, Elazığ’da balıkçıların ağına takılarak vurulmuş yavru bir su samurunu da temin ettik. Bunun dışında araştırmacılar Edirne, Çankırı, Van, Antalya, Bilecik, Mersin, Adana, Kayseri, Yozgat, Çorum ve Sinop’ta su samurunun bulunduğunu kaydetmişlerdir. Özellikle Karadeniz ve çevresindeki hemen her nehir ve gölde bulunduğu kaydedilmiştir.
 
Habitat
Su samurları genellikle akarsu ve durgun suların kıyı vejetasyonunun sık olduğu, ayrıca deniz kıyılarında, akarsuların denize ve göle döküldüğü yerleri tercih etmektedir. Çok sığ olmayan çayların veya ırmakların ormanlık kıyılarında, ırmak ve göllerin kıyı boyunca uzanan sazlık bölgelerinde görülürler. Akarsu kenarlarındaki Rhododendron, Polygunum, Rubus ve çok sık Salix çalılıkları sığınak olarak tercih etmektedir. (Macdonald and Mason, 1985). Su samuru aktivitesi, iyi bir vejetasyona sahip nehirlerde, ağaçtan yoksun, ıslah edilmiş kenarlara sahip nehirlere oranla da yüksek düzeyde bulunmuşlar. Su samurları genellikle yaşadıkları sulak alanların kıyılarında kendi yaptıkları ve yuva giriş deliği suyun yarım metre altında olan yuvada yaşarlar. Bir geçit ile kazan şeklindeki yuvaya ulaşılır ve bir hava deliği ile dışarıdan hava alır.
 
Beslenmesi
Su samurlarının besinleri balıklar, yengeç,kurbağalar, midyeler, salyangozlar, su kuşları, küçük memeliler (tarla faresi),kabuklu hayvanlar (Crustacea) ve sucul böcek larvaları teşkil etmektedir. Su samurlarının besin tercihleri bulundukları habitattaki canlıların oranına göre değişmektedir. Ayrıca mevsimlere göre farklılıklarda görülmektedir. Bizim çalışmamızda Kırıkkale’deki su samurlarının besinlerinin %73 balık, %8 omurgasız, %5 sürüngen, %5 memeli, %7 kuş olduğu tespit edilmiştir.
 
Habitatın bozulması
Su samurları su ve kara ekosistemini uyumak, beslenmek, gizlenmek ve üremek için kullanırlar. Akarsu vejetasyonunun yok olması balık stoklarını da etkiler. Ayrıca vejetasyonun gölge etkisi sıcaklık ve oksijen düzeylerini korur. Su altındaki kökler balıklar için sığınma ve beslenme yerleri sağlar. Su samurları akarsu kenarındaki ağaç ve çalılıkları sığınak ve yuva olarak kullanırlar. Kızılırmak’ta su samurunun yaşadığı ilk habitattaki çalılıkların yakılmasının ardından su samurları burayı terk etmişlerdir.
 
Su kirliliği
Kirlilik su samurlarını doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir. Batı Avrupa’da Lutra lutra’nın azalmasında kirliliğin birinci derecede rol oynadığı kabul edilmektedir. İleri derecede organik kirlenme, akarsudaki balık topluluklarını öldürebilir ve samurları besin kaynağından yoksun bırakabilir. Bu tür kirlenmeler tarımsal faaliyetlerden ve çok büyüksu kaltesi problemlerine neden olan yoğun evcil hayvan yetiştime ünitelerinde ve endüstriyel kaynaklı çoğunlukla toksik atıklarla karışmış fazla işlem görmemiş şehirsel atıklardan kaynaklanmaktadır. Balık stoklarının azalmasına neden olan asidifikasyonun su samurunu yayılışına etkisi vardır. Biyolojik birikimli klorlu pestisitler Norveç ve İsveç’in güneyinde su samurlarının yok olma nedeni olarak görülmektedir. İngiltere’de su samurunun azalması organoklor pestisit dieldrin. PCBs gibi maddelere bağlanmıştır. İsviçre, Hollanda ve Belçika’da büyük nehirlerin çok ileri derecede kirlenmesi su samurunun tamamen yok olmasına neden olmuştur.
 
Kirlilik nedeni
Kirliliğin bir diğer nedeni de endüstriyel ve evsel organik atıklardan kaynaklanmaktadır. Organik yüklü atıklar akarsuların ve göllerin nutrient yükünü artırır. Balık populasyonlarının bir süre için sayısını artırsa da akarsuların alt bölümlerinde yaşayan balık populasyonlarında birey sayısı azalır ve zamanla türlerde sürekli bir azalma dikkati çeker. Sonuçta besin azlığı su samurlarını olumsuz etkiler. Akarsulara akan kimyasal maddeler deterjanlar su samurlarının kürklerinde bulunan yağ tabakasına zarar verir ve su samurlarının iyice ıslanmasına sebep olurlar. Bu ıslaklıktan dolayı donma tehlikesi geçirirler.
 
Tüpraş Rafinerisi
Tüpraş Orta Anadolu Rafinerisinin atıklarının bırakıldığı bölgeden sonra balık türlerinde ciddi şekilde azalma olduğu görülmüş ve bu bölgeden sonra su samuruna rastlanmamıştır. Ayrıca yine bu bölgede yapılan çalışmalarda rafineriden sonraki bölgede su kalitesinin, Simpson çeşitlilik indeksi, Shannon Wiener çeşitlilik indeksi ve BMWP skorlarına göre “şiddetli şekilde kirlenmiş sistem” kategorisinde olduğu görülmüştür. Ayrıca rafineri atıklarının bırakıldığı bölgede önceki kesimlerde de su kalitesinin istenilen düzeyde olmadığı görülmüştür. Bunun nedeni olarak tarımsal ve evsel atıklar, tarım mücadelesinde kullanılan her türlü pestisit, PCB, DDT gibi ilaçlar olduğu düşünülmektedir. Ağır metaller, kimyasal madde ve türevleri su, plankton, balık yolunu izleyerek artan bioakümülasyon sonucunda su samurunun farklı organ ve dokularında birikmekte ve ölümlere neden olmaktadır.
 
Avcılık sorunu
Su samurları balıklara ve ağlara zarar verdikleri gerekçesi ile öldürülmektedirler. Ayrıca postları içinde birçok su samuru öldürülmektedir. Avlanmaları uluslar arası ve ulusal kanunlarla yasaklanmış olmasına rağmen her yıl birçok su samuru avlanmaktadır. Barajlar su samurlarının hayatta kalmalarını tehdit eden önemli bir olaydır. Akarsuların önüne baraj gibi setler konulması akarsu ekosisteminin göl ekosistemine dönüşmesini sağlamaktadır. İspanya ve Fas’ta barajlardan dolayı su samurları süratle yok olmuş ve kıyı vejetasyonu da olumsuz etkilenmiştir. Batı Avrupa’da akarsularda sel taşkınlarını önlemek için yapılan tesislerin sayısı çoğalınca su samurları yok olmaya başlamıştır.
 
Barajların durumu
Barajlar, derin ve suya batmış kenarları, su düzeyinin hızlı değişiminden dolayı dar kenar ve kıyıları ile, sığ sularda avlanmayı yeğleyen su samurları için, çoğunlukla uygun habitatlar oluşturmazlar. Nehirlerin, barajlardan sonraki akıntıları, özellikle Akdeniz Havzasında, çoğunlukla şiddetli azalmalara uğramakta ve yazın kurumaktadır. Ancak su samurları, yazın suyu azaldığında yatağında bir dizi birbirinden ayrılmış gölcükler meydana gelen ve bu gölcüklerde avlayabilecekleri canlı balıklar bulunan nehirlerde varlıklarını sürdürebilmektedirler.
 
Nehir yatakları
Kırıkkale Kapulukaya Barajının suyu çekildiği zamanlarda su samuru barajın hemen önünde bulunan gölcük kenarında görülmüştür. Nehirlerin suları bir defa tamamen kuruduktan sonra artık orda su samuru görülmediği kaydedilmiştir. Ayrıca zaman zaman suyun fazlaca bırakılması hem su samuru yuvalarında baskınlara hem de vejetasyonun bozulmasına neden olmaktadır. İnsan eliyle akarsu vejetasyonunun yok edilmesi ve su akışının tamamen değiştirilmesi, su samurlarını olumsuz etkilemektedir. Nehir yataklarından kum ve çakıl çıkarılması da yüksek düzeyde askı tortusuna neden olarak, balık ve crustacea stoklarında ileri derecede azalmalar meydana getirmektedir.
 
Kazara ölümler
Bir çok su samuru çeşitli balık avcılığında kullanılan ağlara rasgele takılarak ölmektedir. Su samurları crustacea ve misk sıçanı kapanlarına da takılarak ölmektedirler. Trafik kazaları da ölümlere sebep olmaktadır. Batı Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde yılda yüzlerce su samurunun trafikte ezildiği kaydedilmiştir. Ayrıca su samurları trenler, elektrikli çitler, nehirlerdeki taşıma araçları, köpekler ve diğer hayvanlar tarafından öldürülmektedir.
 
Alınacak tedbirler
Sulak araziler zarar veren etmenlerin başında asit yağmurları, kimyasal atıklar ve pestisitler gelmektedir. Bunların önüne geçmek için bacalara filtre takılmalı, evsel ve sanayi atıkları yeterli arıtmadan sonra akarsulara bırakılmalı veya hiç bırakılmamalıdır. Avlanmalarının önüne geçilmeli ve mevcut yasaların uygulanmasına özen gösterilmelidir. Hayvanların biyolojisi hakkında bilgi sahibi olan kişilere av ruhsatı verilmelidir. Habitat içindeki vejetasyon örtüsü korunmalı, erozyon azaltılıp sel veya taşkın olaylarının önüne geçilmelidir. Su samurunun barındığı çalılık ve sazlıklar tahrip edilmemelidir.
 
Ortak projeler
Sulak alanların kurutulmasının önüne geçilmeli, barajlarda suların tutulmasından ve kuraklıktan kaynaklanan su çekilmeleri nedeni ile besinsiz kalmalarının önüne geçmek için akarsu yataklarına yer yer balık havuzları kurulmalıdır. Akarsular arasında göç yolları açılmalı ve populasyonların birbirleri ile ilişkiye girmeleri sağlanmalıdır. Ülkemizde devam etmekte olan koruma önlemlerinin daha etkin bir biçimde devam etmesi gerekmektedir. Kurulacak izleme grupları ile birlikte bu konuda yetişmiş ve bilimsel işbirliği yapabilecek Avrupalı bilim adamları ve araştırma enstitüleri ile ortak projeler yapılmalıdır.
 
Kurulacak ekipler
Tüm bu tedbirlerin yanında en önemlisi insanların çeşitli yollarla eğitilmesini sağlamaktır. Her bir canlının doğada bir görevi olduğu, onun zarar görmesi halinde tüm canlıların bundan etkileneceği tüm halkımıza ve yetkililere kavratılmalıdır. Bunun için televizyon, radyo, internet gibi iletişim araçları kullanılmalı ve bununla beraber ilk ve orta dereceli okullarda fen bilgisi ve biyoloji dersi müfredatlarına konmalıdır. Kurulacak ekipler ülkemizin her tarafındaki okullarda etkili seminerler vermelidirler. Araştırma: Kırıkkale Üniversitesi