Sürücü Kursları Birliği Derneği Genel Başkanı Vedat Şahin, genel konularda mutabakat sağlanan yeni düzenlemeyle birlikte 5 dakikada ehliyet sahibi olma döneminin ortadan kalkacağını ifade etti. 2010 yılından itibaren yürürlüğe girecek olan düzenlemeyle birlikte ehliyet sınavına Avrupa Birliği standardı geliyor.
Yeni düzenleme çalışmaları ve ehliyet sınavında yapılacak değişiklikler ile ilgili bir açıklama yapan Şahin, “Sürücü belgesi almak demek, ertesi gün trafiğe çıkmaya hazır demektir. Sürücü belgesi alan kişinin ertesi gün aracını trafikte kullanabilmesi gerekiyor. Ama yıllardır maalesef, sürücü belgesi alanlar, trafiğe çıkabilmek için tekrar eğitim almak zorunda kalıyorlar. Bunun anlamı şudur, insanlar direksiyon sınavında test edilirken, yeterli test edilmiyor demektir. Tam güvenli sürüşü sağlamadan, sürücü belgesi alıyor demektir.”
“Bugün en büyük eksikliğimiz, araç sürmekle güvenli sürüşü, birbirine karıştırmak. Birçok kişi araç kullanabilir. Trafiğin yoğun olmadığı yerlerde araç kullanılabilir. Önemli olan güvenli araç kullanmak. Güvenli araç kullanmak nedir? Karayolunu önümüzde giden araçla, arkamızdan gelen araçla, karşımızdan gelen araçla ve yayalarla paylaşmaktır. Bu paylaşımı neye göre yapacağız, trafik kurallarına göre yapacağız. Kişi trafik kurallarını bilmiyorsa, alışkanlıkları arasına bu kuralları koymadıysa güvenli sürüşü gerçekleştiremez ve trafiği alt üst edebilir. Önemli olan yolu trafik kurallarına uygun olarak paylaşmaktır. Sürücü kurslarının da asıl yapması gereken, bunu adaya kurallara uygun olarak öğretmek.”
“Bugün ki sistemde trafiğin yoğun olmadığı, yaya trafiğinin hiç olmadığı, ne kadar aday varsa katıldığı, haftanın bir gününde gerçekleştirilen sınavlarda genellikle yüzde 90 oranında adaylar sürücü belgesini almaktadır. Bu sınav hem belirli bir alanda yapılıyor hem de 8-10 dakikalık bir süre içerisinde bitiriliyor. Böyle bir sistemle komisyonun adayları değerlendirip evet siz yarın artık araç kullanabilirsiniz demesi mümkün değil. Biz bunu genel müdürlüğümüzle defalarca görüştük. Sağ olsunlar onlarda bunu kabul ettiler. Şu andaki sistemimiz çok da sağlıklı değil, bunu düzenlememiz gerekir dediler, sivil toplum kuruluşlarının da önerilerini alarak yeni bir metin hazırlandı.”
“Biz görüşlerimizi genel müdürlüğümüze bildirdik. Öncelikle sürücü kursları yönetmeliği değişecek onun akabinde, sınav yönetmeliği değişecek. Direksiyon sınavlarının çok ciddi yapılması gerekiyor. Biz burada, kendimize model olarak Avrupa Standartlarını aldık. Sürücü Kursları Federasyonu ve bir Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilisinden oluşan bir ekip geçtiğimiz yıllarda Almanya’da uygulanan sistemi inceledi. Daha sonra 2008 yılında Almanya, Fransa ve İtalya’daki sürücü eğitimi incelendi ve bunun ortak bir karışımı olan bir metin hazırlandı.
Burada görüyoruz ki, Almanya’da gece ve gündüz şartlarında, şehir içinde ve otoyolda en az 45 dakika olmak üzere sınavlar yapılmakta ve ufak bir hatası olan sınavda bırakılmakta ve tekrar eğitime alınmakta. Şu an bizdeki sistemde 70 puan alan geçiyor. Bu şu demektir. Yüzde 30 eksiği olan trafiğe karışıyor demektir. Aslında bunun böyle olmaması lazım. Kişi sınavda emniyet kemerini takmadan yola çıktı yada yola çıkarken sinyal vermeyi unuttu. Bunlardan kırılan puanlar belli. 2 puan, 5 puan. Sonuçta 15 puanın da kırılsa ehliyeti alıyorsun. Bu son derece yanlış bir uygulama. Sınavın yapıldığı yerler, sınavı değerlendirmeye uygun yerler değil. Bu Türkiye’nin her yerinde böyle. Şehrin dışında yerler. Yaya yok, geçitler yok.”
“Bu noktada insanların yaya trafiği ve araç trafiğinin yoğun olduğu yerlerde sınav yapılmasının doğurabileceği sıkıntılarla ilgili endişeler vardı ancak onlar da giderildi. Kişi bu sınavdan sonra zaten çıkacak trafiğe. Sınavda yaşadığı heyecanı yalnız başına trafiğe çıktığında da yaşayacak. Biz adayın o heyecanı yenecek kadar eğitim vermek mecburiyetindeyiz. Sınavlar kolay olunca, sırf cebimde dursun diye ehliyet için müracaat eden insanlar var. Sürücü kursu sayısı da çok fazla Türkiye’de. 2 bin 700 tane sürücü kursu var. Türkiye’de sürücü kursu açma şartları da çok kolaylaştırıldı. Sürücü kursu açma şartları da, sınavlar da zorlaştırılmalı ki, insanlar eğitilerek trafiğe çıksınlar. Çünkü söz konusu olan şey candır.”
“Her yıl binlerce vatandaş trafik kazalarında hayatını kaybediyor. Meydana gelen kazaların büyük çoğunluğu ise sürücü hatalarından kaynaklandığı biliniyor. Yetkililer, alınan tüm önlemlere rağmen kazaların önüne geçilememesinin nedenlerinden birinin de şartları tutan herkesin kolaylıkla ehliyet alabilmesi olduğunu kaydediyor. Yeni düzenleme ile sürücü adayları, direksiyon sınavına girdiğinde gece ve gündüz araç kullanacak. Ayrıca park etme, ileri ve geri manevraları yapacak. Bu sınavı geçen aday, şehir içinde trafiğe çıkartılacak. Sınav zorlaşacak. Yeni düzenlemeye göre emniyet kemerini takmayan ya da sinyal vermeyi unutan kişi kalacak. Sınavı geçen kişi ertesi gün trafikte araç kullanabilecek hale gelecek. Bu durum, adayın daha çok çalışması ve daha fazla para vermesi anlamı da taşıyor.”
Yönetmeliğin değişmesinin ardından buna bağlı olarak ücretlerde artacak. Ne kadar çok eğitim alırsa ücret de o kadar artacak. O kişinin geleceği için son derece önemli. 30-40 milyar verip bir araba alırken, sürücü belgesi için bir milyar harcamamak doğru değil diye düşünüyorum. Şöyle düşünmek gerek. Kullandığınız araçla bir kaza yaptığınız zaman aracınızın değeri de düşüyor o kadar. Bunun dışında can daha önemli, bir yayaya çarptığını düşünün. Trafik alt üst oluyor. Sinyal vermeden dönenler oluyor, lüzumsuz yere korna çalınıyor. Bunların hepsi eğitim işi. Yeni yönetmelikle birlikte iş daha ciddiye alınıyor. Dolayısıyla süreler uzayacak.
Haberkale
