Sümer`in Sözü ve Gülen Cemaati

Sümer`in Sözü ve Gülen Cemaati

Murat Bulut yazdı.

 

Esnaf ve Sanatkârlar Odası başkanlığı seçimleri sırasında yaşananları Ayrıntı Gazetesi köşe yazarı Murat Bulut kaleme aldı. İşte Bulut’un “Sümer’in sözü ve Gülen cemaati” başlıklı yazısı.
 
Esnaf odalarının seçimleri büyük bir hızla devam ediyor. Şu ana kadar yapılan 7 seçimde eski başkanlar koltuğunu korumayı başardılar. Hayırlı olsun. Demek ki esnaflarımız durumlarından ve kendilerinin temsil edilmesinden ziyadesi ile memnunlar ki bir değişikliğe gitmiyorlar. Diyecek bir şey yok. Sonuçlar Kırıkkale ve esnaflarımız için hayırlı olur inşallah. Biz hayır olur inşallah diyoruz ama ağzından hayırlı sözler çıkması beklenen kişilerin ağızlarından hakaretler çıktığına da tanık oluyoruz.

Kırıkkale’nin tanınmış esnaflarından ve Fethullah Gülen Cemaati’nin önde gelen isimlerinden Süleyman Sümer kendisinden hiç beklenmeyen bir sözle seçimin önüne geçmeyi başardı. Ne dedi diyeceksiniz anlatayım; Esnaf Sanatkârlar Odası seçimlerinde Sümer 100 oydan aşağı fark olmayacağı konusunda iddiada bulunurken Haberkale Sitesi’nin Sahibi Murat Tanır ‘Tabi arkanızda cemaat olunca 100 oya da, 200 oya da iddiaya girersiniz’ der. Bunun üzerine Sümer ‘Sizin arkanızda 50 dürz… olunca iyi de bizim arkamızda cemaat olunca mı kötü’ der. Ortam gerginleşir araya girilir ve iki taraf uzaklaştırılır.  Bu sözü duyduğumda Sayın Sümer’i aradım. Çünkü inanmak istemedim. Çok ağır ve İsmail Ünal’a oy veren 220 kişi ile  Ünal’la beraber hareket eden onlarca insanı zan altında bırakan bir hakaretti bu. Sayın Sümer ise sözünün arkasında olduğunu, ancak bunu tahrik sonucu söylediğini dile getirir ve der ki ‘Ben öyle demedim; Sizin arkanızda 50 dürz… varken bizim arkamızda da 50 dürz... olsa çok mu dedim’ Sümer bunu seçim stresine bağlıyor. Ancak bunun seçim stresine bağlanacak bir tarafı yok. Çok ağır bir ifade. Kaldı ki orada o sözü söyleyecek en son kişi Sayın Sümer olmalıdır. Bunca tecrübeye karşılık stres bahanesi bana inandırıcı gelmedi. Zaten ortada öyle gergin, stres olacak bir ortamda yoktu. Herkes demokratik bir şekilde genel kurula iştirak ederek hatta karşılıklı esprilerle hareket ediyordu. Sayın Sümer her ne kadar özür beyan etse de ifadenin ağırlığı ve kapsadığı kitle özrü geçerli kılmıyor.

Peki, burada sorulması gereken soru ne? Bu söz ya da bu bakış açısı Sayın Sümer’in şahsına münhasır bir bakış açısı mı yoksa cemaatin kendisinden olmayanlara yönelik bir bakış açısı mı? Ben bu konuda  Fethullah Gülen Cemaati’nin önde gelen isimlerinin bir açıklama yapmasını bekliyorum. İnsanları kucaklaması, doğru yönde telkinde bulunması gereken cemaatler kendileri dışında ki insanlara bu gözle mi yaklaşıyorlar? Umarım bir açıklama yapılır…


Köstekli’nin Tarafsızlığı (!)

Esnaf seçimlerinde başkanlar değişmediği gibi değişmeyen bir diğer tablo da divan yönetimi. Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birlik Başkanı Süleyman Köstekli, Lokantacılar Odası seçimleri dışında her seçimde divan başkanlığı görevini üstlendi. Olabilir sonuçta birlik başkanıdır. Ancak divan başkanı tarafsız olmalıdır. Bu birinci kuraldır. Köstekli de  divanda yaptığı ilk konuşmalarda hep tarafsız bir şekilde hareket edeceğini dile getirdi. Ama sözle icraat aynı olmadı. Köstekli birlik başkanı olarak taraf tutabilir, istediği adaya destek olabilir ama divan başkanı olarak bunu yapmaması gerekirdi.  Yaptı mı yaptı. Nerede; Esnaf ve Sanatkârlar Odası seçimlerinde. Nerede Minibüsçüler Odası seçimlerinde.

 Esnaf ve Sanatkârlar Odası seçimlerinde Sayın Köstekli, Oda Başkanı Köksal Tonga’yı kürsüye çağırırken Beyaz’ın programlarında konuklarını çağırırken kullandığı üsluba yakın bir üslupla hareket etti. Tonga’nın milletvekili adaylığına kadar  üyelere kariyerini duyurma ihtiyacı duydu. Bununla yetinmedi Başkan Adayı İsmail Ünal’ın seçim sürecinde verdiği vaatlere Tonga’dan çok Köstekli cevap verdi. Burada her nedense  Tonga’ya omuz verme gereği hissetti. Oysaki Tonga, Ünal’ın açıklamalarına yönelik cevap hakkını fazlası ile kullanmıştı.  Demek ki Köstekli Tonga’yı yetersiz buldu ki Tonga’yı tamamlamak adına Ünal’ın sözlerine karşılık açıklama yapmak istedi. Yanlıştı. Yıllardır  divan başkanlığı yapan Köstekli, divanda  rengini belli etti. Kendisinden söz isteyen üyelere ise gerginlik olur  gerekçesi ile söz vermedi. Ama aynı Köstekli,  Minibüsçüler Odası seçimlerinde oda başkanı ile sözlü atışmaya girerek minibüsçüler odası seçimlerinin gergin ve fiili kavgalı bir şekilde başlamasına neden oldu. Orada da yine tarafını belli etti.

Seçimler gelip geçer. Üyeler istediğine oy verir. İstediğini başkan seçer. Seçilene hayırlı olsun kaybedene geçmiş olsun demek gerekir. Ve unutulmamalıdır ki her yanlış davranış mutlaka iz bırakır…