Saadet Partisi eski Milletvekili Yaşar Canbay, Türkiye’nin planlı bir şekilde borçlandırıldığını belirterek ülke kaynaklarının büyük bir kısmının faize ve rantiyeye gittiğini söyledi. Toplumdaki ahlaki yozlaşmaya da değinen Canbay “Övündüğümüz aile yapısının temeline dinamit konuluyor” dedi.
Saadet Partisi’nin genişletilmiş il divan toplantısı haftasonu gerçekleştirildi. Parti yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda partilinin de katıldığı toplantıda ilk konuşmayı yapan Kırıkkale İl Başkanı Faruk Vurgun’un gündeminde yargı ve iktidar arasında devam eden gerginlik vardı. HSYK’nın devam eden bir yargılama olayına müdahale anlamına gelebilecek kararının ardından yüksek yargı ile yürütme karşı karşıya gelmiş durumda olduğunu söyleyen Faruk Vurgun, gerek yüksek yargının, gerek hükümet kanadından yapılan açıklamaların karşılıklı anayasa ve yasaların ihlalinden söz edildiğine işaret etti.
Terörün Arkasında Dış Güçler Var
İl Başkanı Faruk Vurgun’un açıklamalarının ardından eski Milletvekili Yaşar Canbay ülke gündemi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Ülke gündemi sürekli değiştiğini, her değişimde yeni gerilim, kargaşa, çatışma ortamı yaratıldığını vurgulayan Yaşar Canbay, bunların gerçek gündemle hiçbir alakası olmadığını söyledi. “Milletin gündemi başka, ekranlardaki gündem başka” diyen Canbay şunları söyledi: “Bu tartışmalarla zaman kaybediyoruz. Çözüm bekleyen konular erteleniyor, büyüyor. Ülkenin gündeminde 25 yıldır terör var. Bu niçin bitmiyor. Çünkü bu terörün arkasında dış güçler var. ABD ve AB desteği ile bu terör sürmüştür. Hükümet bu terörü bitirmek için bir açılım programı başlattı. Ama bundan önce ABD ve AB ülkeleri bu terörün bitirilmesi için karar aldılar.
Ülkenin Kaynakları Yandaşlara Aktarıldı
Enerji hatlarının yoğun olduğu bölgenin güvenli olmasını istediler. Bunun için silahlı terörün tasfiyesini istediler. Tasfiye için karar aldılar. Terörün bitirilmesi için düğmeye basılınca hükümet de bir açılım programı ortaya koydu. Ancak bunda üç önemli eksik vardı. İyi niyet, feraset ve kararlılık. Açılım süreci başladıktan bu yana ortada somut bir şey olmadan kapı kapı gezmeye başladılar. Süreci iyi yönetemediler. İktidar ve muhalefet mecliste konu üzerinde görüşme değil, görüşmeme yaptılar. Esası üsluba kurban ettiler. Milletin gerçek gündemi geçim sıkıntısı, işsizlik ve gelir dağılımındaki adaletsizlik. 2010 bütçesinde en büyük pay faize ayrıldı. Bu rakam 59 katrilyondur. İşçiye, memura, emekliye, çiftçiye verilemiyor çünkü tamamı rantiyeye aktarılıyor. Türkiye planlı olarak borçlandırılıyor. Ülkemiz son 7 yılda 359 katrilyon faize para aktardı. Rantiyeye aktarılan parayla birlikte 523 katrilyonluk kaynak millete değil, bu çevrelere aktarıldı. Hükümet rantiyenin tahsildarlığını yapıyor. Genç nüfusun işsizlik oranı % 25. Uygulanan politikalarla çiftçi tarladan koparıldı. 7 yıl içinde 2 milyon çiftçi çiftçiliği bıraktı. Bu ülkede tezgahlar dağıtılmıştır. Hayvancılık bitmiştir, çiftçi tarladan koparılmıştır. Bakkal, manav, terzi, gibi esnaflar bitirilmiş, sıra eczacılara gelmiştir. Bu durumdan memnun olan kim? Sadece bankalar memnun. Çünkü karlarını 20 kat artırdılar. Herkes bankalara çalışıyor. Önce devlet, sonra şirketler, şimdi de tek tek vatandaşlar bankalara borçlandırıldı. İnsanımız faiz batağına batırıldı. Bununla birlikte toplumda çok önemli bir ölçüde ahlaki erozyon var. Övündüğümüz aile yapısının temeline dinamitler konuluyor.
Haberkale
