Neden grip oluruz ve nasıl korunuruz? Prof Dr Ahmet Rasim Küçükusta, grip olmamak için yapmamız gerekenleri anlatıyor!
Grip salgınlarının hafif atlatılmasında hasta olduklarını anlayan kişilerin başkalarıyla temaslarını en kısa zamanda kesmeleri çok önemli. Bugünlerde griple uyumlu belirtiler gösteren kişiler şikâyetleri tamamen geçene kadar evden dışarı çıkmamalılar.
Şu anda söz konusu değil ama salgının iyice yaygınlaştığı dönemlerde başkalarıyla temas etmemek en etkili tedbirdir. Buna özellikle işleri olmayan yaşlılar ile kalp ve damar, astım, KOAH, diyabet, böbrek yetersizliği gibi grip salgınlarından en çok etkilenen kronik hastalığı olanlar titizlikle uymalıdır.
Böyle dönemlerde mümkün olduğunca toplu taşıma araçlarını kullanmamalı, kapalı mekânlarda bulunmamalı veya olabildiği kadar az zaman geçirmelidirler.
Grip virüsleri hem solunum yoluyla hem de hasta kişilerin salgılarıyla kirlenmiş eşyalardan geçebilir. Salgın zamanlarında öpüşmek toklaşmak yerine Japonlar gibi baş hareketi ile veya gülümseyerek selamlaşmak, başkalarına ait kalem, kitap, bardak ve benzeri şeylere temas etmemek gerekir.
Elleri ağız, burun ve gözümüze değdirmemek de çok önemlidir.
Eller günde en az on kere, bol su ve sabunla yıkanmalıdır. Salgının etkili olduğu dönemlerde maske ve eldiven de çok işe yarayabilir.
BAĞIŞIKLIĞINIZI KUVVETLENDİRİN
Bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirmek için yapabileceğiniz basit ama etkili şeyler var. Bu açıdan beslenme çok önemli. Mevsim sebze, meyve ve yeşillikleri, süt, yoğurt, yumurta, balık makul miktarlarda yenmelidir. Soğan ve özellikle de sarımsağın gribe karşı adeta bir kalkan oluşturduğunu söyleyen uzmanlar küçük bir baş soğan ve bir diş sarımsağı sofranızdan eksik etmeyin tavsiyesinde bulunuyorlar.
Bol sıcak sıvı için. Ihlamur, ada çayı, nane, limon çayları bunun için ideal.
Büyüklerimizin üşütmelere ve gribe karşı tavsiye ettikleri havuçlu, patatesli, kerevizli, soğanlı, maydanozlu tavuk sulu çorbaların soğuk algınlığı ve grip belirtilerini gidermede çok etkili olduğu artık bilimsel olarak da kanıtlandı.
DÜZENLİ EGZERSİZ YAPIN
Düzenli egzersiz de bağışıklığı güçlendiren etkenlerden biri. Bunu sağlamak için de her gün en az 30-40 dakika süreyle tempolu bir şekilde yürümek yeterlidir. Bu efor sonrası bir miktar terlenilmesi ve solunumun da biraz hızlanmış olması gerekir ama asla nefes nefese de kalınmamalıdır.
Egzersiz sırasında vücut ısının yükselmesi de enfeksiyonlarla savaşta çok önemlidir. Çünkü ateş birçok bakteri ve virüsün üremelerini durduran önemli bir etkendir.
D VİTAMİNİ OLMADAN OLMAZ
Bağışıklığı kuvvetlendiren en önemli maddelerden biri de D vitamini. Grip salgınlarının kışın görülmesinin bir sebebi de güneş ışınlarının bu mevsimde daha az olması. Süt, peynir, yoğurt, balık, mantar başlıca D vitamini kaynakları. Derimizde bulunan D vitaminin öncü maddelerinin aktif hale geçmesi için de günde yarım saat kadar güneşlenmek gerekiyor.
Fazladan C vitamini almanın ise faydası yok; sebze ve meyvelerde yeteri kadar C vitamini var çünkü.
STRESTEN UZAK DURUN
Bağışıklığı zayıf düşüren etkenlerin başında stres geliyor. Araştırmalar sıkıntı, endişe, korkuları veya ruhsal rahatsızlıkları olanların enfeksiyonlara yatkın olduklarını ve kolay atlatamadıklarını gösteriyor. Huzur, mutluluk ve düzenli uyku birçok hastalıkta olduğu gibi gribi atlatmada da çok gereklidir.
Sigara ve alkolün ise grip dostu oldukları artık herkesin bildiği bir şey.
HEMEN İLACA SARILMAYIN
Gribin özel bir ilacı olmadığı aklınızdan çıkmasın. Antibiyotik kullanmak gerekli olmaması bir tarafa zararlıdır. Antibiyotikler, sadece orta kulak iltihabı, sinüzit, bronşit gibi komplikasyonlar için doktor tavsiyesiyle kullanılmalıdır.
Öksürük şurupları, grip ilaçları, bağışıklığı güçlendirdiği iddia edilen bitkisel ilaçlardan da hiçbir fayda gelmeyeceğini de not edin.