Kozmik bilim, biyoenerji, sağlıklı yaşam konularında uluslararası çalışmaları bulunan Prof. Dr. Ahmet Maranki, kaya tuzunun kalp damar hastalıklarından obeziteye, tansiyondan kilo problemine, cilt güzelliğinden saç dökülmesine kadar birçok hastalığın tedavisinde kullanılabileceğini söyledi.
Kozmik bilim, biyoenerji, sağlıklı yaşam konularında uluslararası çalışmaları bulunan Prof. Dr. Ahmet Maranki, kaya tuzunun kalp damar hastalıklarından obeziteye, tansiyondan kilo problemine, cilt güzelliğinden saç dökülmesine kadar birçok hastalığın tedavisinde kullanılabileceğini söyledi.
Tuzun rafine edilmemiş halinin insan sağlığı için çok önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ahmet Maranki, ``Burası yıllar önce iç denizken, suların çekilmesi ile birlikte bu bölge ve tuz madenleri oluşmuş. Dolayısıyla kaynağında bulunan tüm mineraller yoğunlaşmış olarak buradaki tuz madenlerinde mevcut. Normal bir kaplıca suyunun 1 litresinde yaklaşık olarak 1 gram mineral var. Bu tuzlalarda 40 katı kadar mineraller mevcut. Kaya tuzunda kaplıca suyunun 40 katı mineral bulunuyor. Bu da insan için çok önemli. İşlenmemiş tuz sağlık için çok önemli`` dedi.
Tuzun içerisinde bulundurduğu minerallerle birçok sağlık problemini çözdüğünü dile getiren Maranki, ``Çankırı`da madenlerden çıkartılan işlenmemiş saf tuz, içerisinde bulundurduğu minerallerle bedenimizin birçok ihtiyacını karşılayacak özelliklere sahip. Mineralli bu tuzların kullanımı kilo problemini, tansiyon problemini ortadan kaldırır. Bunun yanında obezitenin de önünü alan önemli bir maddedir. Bilhassa içindeki magnezyum oranıyla kalp hastalarında ve damar sertliklerinde bunun kullanılması gerektiği kanaatindeyim. İşte bütün bu özellikler ve güzellikler bu tabii tuzun içinde mevcut`` diye konuştu.
ÜST SOLUNUM YOLLARI RAHATSIZLIKLARINDA KULLANILIYOR
Tuzun, bulunduğu ortamın havasını temizlediğini söyleyen Maranki, ``Kaya tuzu, içerisinde bulunan maddeler sayesinde bulunduğu ortamın havasını temizliyor. Dünyanın birçok yerinde üst solunum yolları rahatsızlığı, astım, bronşit, alerji, polen alerjisi gibi hastalıklarda tedavi amacıyla kullanılıyor. Bu da astım hastalarının tedavisi açısından büyük öneme sahip. Ortamın havasını temizlediği gibi insanları parazit ve alerjilerden korur. Polonya`da ve birçok ülkede tuz madenleri astım ve alerji hastalıklarının tedavisinde kullanılıyor. Bazı ülkelerde, ilköğretim düzeyindeki öğrenciler bazı derslerini tuz madenleri arasında işliyorlar. Türkiye`de de benzer uygulamalar yapılabilir`` ifadelerine yer verdi.
Polonya`nın uzun yıllar tuz mağaralarının astım tedavisinde kullanıldığını hatırlatan Maranki, Azerbaycan`da da bir tuz mağarasının rehabilitasyon amacıyla kullanıldığını kaydetti. Maranki, insanların tuz mağaralarında kalarak oranın havasıyla tedavi olduğunu kaydetti.
Tuzun suyla da içilebileceğini ifade eden Prof. Maranki, ``Tuz, suyun içerisine karıştırılarak içildiğinde de tedavi amacıyla kullanılmış olur. 200 gram suya 1 tatlı kaşığı işlenmemiş kaya tuzunu koyup içtiğinizde vücudunuzdaki virüs, bakteri ve parazitlerin öldürülmesinde, ödemin atılmasında, astım, alerji gibi hastalıklarda, kemiklerdeki kalsiyum yapısının düzenlenmesinde faydalı olur. Kaya tuzunda sütten daha fazla kalsiyum bulunuyor. Bu açıdan da çok önemli`` dedi.
GÜZELLİĞE GÜZELLİK KATAR
İç denizin çekilmesiyle çökelti şeklinde oluşan kaya tuzunun arasında bulunan killi toprağın insanın güzelliğine güzellik katacağını kaydeden Maranki, ``Tuzların arasına sıkışmış olarak bulunan killer, cilt düzenleyici ve güzelleştirici bir özelliğe sahip. Buradaki kille saçlarınızı yıkadığınızda saçlarınızın da dökülmesinin önüne geçtiğinizi göreceksiniz`` diye konuştu.
Saf tuzun rafine edildiğinde içerisindeki minerallerle birlikte sağlık için faydalı birçok özelliğini de kaybettiğinine dikkat çeken Maranki, ``Madenden çıkartılan mineraller açısından zengin bu kaya tuzu, rafine edildiğinde içerisindeki mineralleri kaybediyor. İçerisinde sadece sodyum kalıyor. Bu da vücutta ödemler oluşmasına neden oluyor. İşlenmemiş kaya tuzu ise bunu ortadan kaldırıyor`` dedi.
Çankırı`da bulunan tuz madeninin bugüne kadar değerlendirilmemesinin ülke için çok büyük kayıp olduğunu kaydeden Maranki, bu mağaranın sağlık turizminde kullanılarak hem Türkiye`nin hem de Çankırı`nın tanınmasına önemli katkılar sağlayacağını belirtti.