AÇIKLAMA YAPTI
Kırıkkale Saadet Partisi İl Başkanı Veysel Kutluca, “Yunanistan’ın bu boyunu aşan hareketlerine karşılık atılacak en akıllıca adım, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bağımsız bir devlet olarak dünyadaki tüm ülkeler tarafından tanınmasını sağlamak olacaktır. Türkiye Kıbrıs’tan asker çekmek bir yana, tam tersine askeri varlığını daha da güçlendirmelidir. Ada’daki huzur ve barış ortamının devam ettirilmesi ve Kıbrıs'taki kardeşlerimizin can güvenliği için bunu yapmak zorundadır. Bunu laf olsun diye söylemiyorum. Çünkü Rumlar birer birer adaları silahlandırırken; Ak Parti hükümeti maalesef, bir ara Kıbrıs’tan vazgeçmeyi ve asker çekmeyi tartışmaya açmıştı. Böyle bir uygulamaya kimse teşebbüs edemez, hesabını kimse veremez, bunun vebalini de kimse ödeyemez. Hiçbir şart altında, teslimiyetçi politikalara Kıbrıs pazarlık konusu yapılamaz! Aziz milletimiz, 20 temmuz 1974’te 550'nin üzerinde şehit vererek bir destan yazmıştır.
DURUMU ANLATTI
Kıbrıs konusunda verilecek her taviz, atılacak her geri adım bu şehitlerimizin kemiklerini sızlatır. Çünkü Türkiye’nin bugün "Kıbrıs sorunu" diye bir sorunu yoktur! Var olan sorunlar 1974 Barış Harekatı ile birlikte sonlandırılmıştır. Ayrıca son olarak ifade etmek isterim ki; metal yorgunluklarını gidermek için 94 ruhunu çağıranların, önce 74 ruhunu anlamalarını beklerdik. Fakat 15 Temmuz’un yıl dönümünde yapılan konuşmalar maalesef bu bilinçten fersah fersah uzak olduklarını bize gösterdi. İktidarın bu ötekileştirici, kutuplaştırıcı ve kendinden başkasına itibar etmeyen tavrına inat, bizler ülkenin en kritik zamanlarında bir arada olmaya devam edeceğiz. Tıpkı 1974’te olduğu gibi, aynı inanç, kararlılık ve birliktelikle ülkemizin itibarını güçlendirecek adımları bugün de atacağız inşallah” dedi.
HİÇ ÇEKİNMEDİK
Kutluca, “İşte Saadet Partisi de bu tarihi olaya atfen 20 Temmuz günü kurulmuştur. Yani bugün, aynı zamanda partimizin 21. kuruluş yıl dönümüdür. 1971 yılında MNP’yi kapatanlar bizi yok edeceklerini sanmışlardı. Biz MSP ile daha da büyüdük. MSP’yi kapatanlar üzerimize beton dökeceklerini sanmışlardı. Biz Refah Partisi ile daha da güçlendik. 28 şubat sürecinde Refah’ı ve Fazilet’i kapatanlar bizi tarih sahnesinden sileceklerini sandılar. Ama yine yanıldılar, bugün yine yanılıyorlar ve böyle zannedenler yine yanılacaklar! Çünkü bizler, Milli Görüşçüyüz. Gücümüzü inancımızdan ve bu inançla yazıla tarihimizden alıyoruz. Saadet Partimiz bugün dimdik ayaktadır ve insanımızın umudunun adresi, Türkiye'nin de teminatıdır. İnşallah Saadet Partisi dönemi, Milli Görüş’ün en büyük zaferlerinin, en büyük başarılarının, en büyük hizmetlerinin yaşandığı dönem olacaktır. Saadet; günlük menfaatlerin değil büyük hedeflerin adıdır. Çünkü biz hiçbir zaman rüzgara göre yön değiştirmedik. İlkelerimizden, ölçülerimizden asla taviz vermedik. Kınayanların kınamasına aldırmadan doğru bildiklerimizi söylemekten çekinmedik” dedi.
KARARLI BİR DURUŞ
Kutluca, “Hangi şart altında olursa olsun, "Yaşanabilir bir Türkiye", "Yeniden büyük Türkiye" ve "Yeni bir Dünya" sevdamızdan asla ama asla vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz! Bugün ilk günkü kararlılığımız ve ilk günkü heyecanımızla hedefe yürüyoruz, yürümeye de devam edeceğiz. "Kararlı Duruş”umuzdan hiçbir zaman vazgeçmedik ve de vazgeçmeyiz! Önümüze konan engeller bizi yıldırmak bir yana daha da güçlendirecektir. 20 yıl önce gömlek değiştirip bugünse bize sürekli yeni bir kaftan biçmeye çalışanlara da hatırlatmak isterim ki, ancak vefatından sonra anmaya başladığınız Necmettin Erbakan Hocamız, Saadet Partisi Genel Başkanı olarak hayata veda etti. Yani gömlek değiştirenler, daha Hocamız hayattayken o gömleği değiştirdiler! İşte bizler; Erbakan hocamızın fikri mirasçısı, Milli Görüş’ün temsilcisi Saadet Partisi olarak “İnsanca Yaşam” için “Adil Devlet” ve “Adil Paylaşım” mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız. Bedeli ne olursa olsun, hakikatten yana olmaya devam edeceğiz! Bu duygularla milletimizin 20 Temmuz bayramını kutluyor, bugüne kadar ortaya koydukları üstün gayret ve fedakarlık nedeniyle tüm teşkilat mensuplarımıza teşekkür ediyorum.
FELAKETE DÖNÜŞTÜ
Kutluca, “İktidar ortakları tarafından büyük vaatlerle getirilen Başkanlık Sistemi, maalesef ülkeye saadet değil felaket getirdi. “Verin yetkiyi görün etkiyi” dediler. Dolar düşecekti, enflasyon düşecekti, hayat pahalılığı azalacak, ekonomi düzelecekti. Türkiye değil ama dolar uçtu. Başkanlık sisteminden önce 4.5 lira olan dolar bugün 17.5 lira oldu. Merkez Bankası rezervleri eridi. 2018 yılında artı 21.6 milyar dolar seviyesindeki rezervi, Temmuz 2022 itibariyle eksi 54.5 milyar dolara inmiş durumdadır. 2018’de vatandaşın bankalara borcu 2.3 milyar lira iken bugün 6.9 milyar liraya yükseldi. Son 4 yılda yarım milyon esnaf kepenk kapatırken, 4 milyondan fazla insanımızın kredi borcu yasal takibe alınmış. Muhterem arkadaşlar; bu yüzden diyoruz ki, önümüzdeki seçim bir referandum olacaktır. Milleti ezen, fakirleştiren, yolsuzluğa ve yoksulluğa mahkum eden bu sisteme evet mi diyeceğiz yoksa "yeter artık" deyip bu talan düzenine son mu vereceğiz? İster vaktinde olsun, ister baskın olsun, ister erken seçim olsun; biz sadece iktidarı değil, esas bu düzeni, bu sistemi ve bu zihniyeti değiştireceğiz!
DESTEK ÇAĞRISI YAPTI
Sözlerimin sonunda tüm vatandaşlarımıza bu düzeni değiştirmek için seçimlerde Milli Görüş'e destek çağrısında bulunuyorum. Tıpkı geçmişteki iktidarlar dönemlerimizde olduğu gibi, biz bugün de milletimizden yeni destanlar yazabilmek için destek bekliyoruz. İnanıyoruz ki; aldığımız destekle bugün içinde bulunduğumuz problemleri çok kısa bir zamanda çözer, ülkemizi olumlu bir istikamete yöneltiriz. Bu duygu ve düşüncelerle, basın toplantımıza katılımınız için teşekkür ediyor, sizleri ve ekranları başında bizleri takip eden kıymetli vatandaşlarımızı muhabbetle selamlıyorum” dedi.