Kırıkkale Barosu Başkanlığı Yönetim Kurulunu Temsilen Kırıkkale Baro Başkanı Av. Talat Apaydın açıklamada bulundu.
AÇIKLAMA YAPTILAR
Apaydın,"Bir süredir, bir kısım basın-yayın organlarınca ve bir kısım iktidar yetkililerince, çoklu baro kurulmasına izin verileceğine, barolara üyeliğin zorunlu olmaktan çıkarılacağına, baro seçimlerinde nisbi temsil adı altında her türlü kutuplaşmaya yol açacak sistemin uygulanacağına, TBB delegelik ve seçim sisteminin değiştirileceğine dair farklı açıklamalar, paylaşımlar ve haberler yapılmaktadır. Bu nedenle baroların parçalanması ve susturulması sadece avukatların değil, çocukların, kadınların, ağacın, çevrenin, adalete erişmede dezavantajlı grupların kısaca herkesin susturulmasıdır” dedi.
TEPKİ GÖSTERİLDİ
Apaydın, "Tüm dünyada ve ülkemizde yaşadığımız pandemi sürecinde artan sorunlarımıza çözüm beklerken, Yargı Reformu Strateji Belgesinde yer alan hukuk eğitimi, fakülte sayısı, kontenjan vb. mesleki konuların hayata geçirilmesini beklerken Baroların bölünmesi, parçalanması anlamına gelen söz konusu proje uzun zamandır ara ara gündeme getirildiği gibi tekrar ortaya çıkarılmıştır. Anayasamızda yazılı olduğu üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devletidir. Güçlü bir demokrasiye sahip olmanın ilk şartı hukuk devleti ilkesinin, bağımsız yargının ve güçlü savunmanın tüm kurumları ile işler halde olmasıdır.
HERKES SUSTURULUR
Hukuk devleti, ancak bağımsız ve tarafsız bir yargı ile; yargı ve adalet de ancak bağımsız savunma, nitelikli avukat ve güçlü Barolar ile hayat bulur. Avukatların örgütlü gücü olan barolar bütün evrensel, hukuki, insani ve toplumsal değerlerin, hakların savunucusu ve koruyucusudur. Adaleti adalet yapan tüm ilkelerin özü insan onuru, insan onurunun teminatı da Avukat ve Barolardır. Bu nedenle baroların parçalanması ve susturulması sadece avukatların değil, çocukların, kadınların, ağacın, çevrenin, adalete erişmede dezavantajlı grupların kısaca herkesin susturulmasıdır” dedi.
ÇÜNKÜ BİZ AVUKATIZ
Apaydın, "Çoklu baro, çoklu hukuku ve çoklu yargıyı getirecek, bunun neticesinde de yargı sistemi bir kausa sürüklenecektir. Ülkemizde Barolar kadar demokratik usullere uygun, adil ve tam temsil sisteminin uygulandığı başka bir seçim sistemi yoktur. Barolar, Cumhuriyetimizin ve devletimizin en köklü kurumlarıdır. Bu sebeple Baroların demokratik yapısını bozacak, baroları işlevsiz ve atıl kılacak tüm girişimlerin Cumhuriyetimizin ve devletimizin kuruluş felsefesine aykırılık teşkil edeceği aşikardır. Bizler savunduğumuz insani, vicdani ve hukuki değerlerden asla geri adım atmayacağız. Bu değerlerimizi her zaman ve her yerde yılmadan savunacağız. Çünkü biz AVUKATIZ, çünkü biz BAROYUZ.
TALEPLER AÇIKLANDI
Barolar olarak, sürecin başından itibaren ortak bir tavrı sürdürme kararlılığı ile, iyi niyetle ve beraberce hareket ederek, bildiriler yayınlayarak teklifin geri çekilmesine yönelik görüşmeler dahil bu projeden vazgeçilmesine ilişkin taleplerimizi tüm muhataplar nezdinde ısrarla yineledik, yinelemeye devam edeceğiz. Geldiğimiz nokta itibariyle tüm görüşmelerin sonuçsuz kaldığının farkındayız. 19 Mayıs ve 1 Haziran bildirilerimizde ortaya koyduğumuz kararlılıkla meslektaşlarımıza ve halkımıza verdiğimiz sözün arkasında durarak, demokratik hak kullanımı çerçevesinde hukuki eylemlilik sürecini başlatıyoruz. Bu süreçte bir kez daha tüm yetkilileri sağduyuya, anayasal, evrensel ve milli hukuki değerlere uygun davranmaya davet ediyoruz. Bu projenin bir daha gündeme getirilmemek üzere geri çekilmesini ısrarla talep ediyoruz” açıklamasında bulundu.