?Sen kimsin efsane soyadının dışında??
?Şehitliğin anlamını bilir misin??
?Akıllı ol? Sonra demedi deme!?
Tekirdağ F Tipi Cezaevi´nde yatmakta olan ve son zamanlardaki açıklamaları ile dikkat çeken Alattin Çakıcı, Avukatı aracılığıyla, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi ve UYAP kanalıyla Başbakan Yardımcısı olan Tuğrul Türkeş´e mektup yazdı. TC Başbakanlık Başbakan Yardımcılığı Makamına gönderilen mektupta Çakıcı, Yıldırım Tuğrul Türkeş´in birkaç gün önceki açıklamalarına sert yanıt verdi.
UYARIDA BULUNDU
Yıldırım Tuğrul Türkeş´i sert bir dille eleştiren ve geçmişte kendisine gelerek yardım talebinde bulunduğunu öne süren Alattin Çakıcı, bir de Fethiye Kalkan konusuna dikkat çekti ancak bu konuya şimdilik girmeyeceğine vurgu yaptı. Çakıcı, Yıldırım Tuğrul Türkeş´in babasına layık şekilde hareket etmediğine, şehitliğin anlamını bilmediğine, Ülkücülere uygun şekilde hareket etmediğine dikkat çekerken, MHP Lideri Devlet Bahçeli´ye dil uzatmaması gerektiğini söyledi. İşte Çakıcı´nın o mektubu ve açıklamaları:
SOYADININ DIŞINDA KİMSİN?
?Yıldırım Tuğrul Türkeş? 05.09.2015 tarihinde yandaş medyadan açıklamalarını okudum. ?İki sarhoş, üç çakal hakkımda açıklamalarda bulunmuş, isim vermeyi lüzum görmüyorum? diye ifade kullanmışsın. Bu bahsettiklerinden biri ben isem şimdi beni dinle omurgasız. Hacettepe´de okurken hiçbir ülkücü ile dostluk yapmıyordun, kantinde sosyalist ve sosyal demokratlarla arkadaşlık yapıyordun. Sen kimsin efsane soyadının dışında? Hiçbir özelliği olmayan omurgasız şahsiyet olduğunu kendin bile biliyorsun. Ama itiraf edemiyorsun. Daha evvel DYP´ye liman attın.
ŞEHİTLİK NEDİR BİLİR MİSİN?
Bir Ülkücü asla kemik yalayıcılığı yapmaz. Beni dinle, benim 1978 17 Eylül´de büyük Gültepe sokak baskınında ağabeyim Necati Çakıcı´yı, Gültepe´yi basan 100´e yakın komonist militanı şehit ettiler. O günkü tarihli bütün basın yayın organlarının arşivlerinde mevcuttur. 1980 Mayıs´ta babası solcular iş yerinde şehit ettiler. 12 Eylül´e kadar 5 bin vatan evladı Ülkücü kutsal davaları için kendilerini feda etiler. 12 Eylül sürecinde bazı Ülkücüler idam edildiler. Senin ailenden hiç şehit var mı ki! Şehitliğin anlamını bilesin.
SONRA DEMEDİ DEME!
12 Eylül 1980´de şahsım işkence gördüm. 1 yıl da hapishanede yattım. Merhum efsane babanız 12 Eylül´de cezaevinde yatarken sen gece kulüplerinde, restoranlarda bugünkü yazında ifade ettiğin gibi sarhoş ve çakallıktan başka, batık paralarını kurtarmak için defalarca ofisime geldin. Bu bahsettiğim Fethiye Kalkan konusu ile ilgili değil, o ayrı bir konu. ?MHP´yi iktidar men yaparım? diyorsun. Babana şehit Ülkücülere, ülkücü camiaya baban gibi gönül vermiş olsaydın makam için onurunu heder etmezdin. Bir de utanmadan Saray´ın Miki Mausu ile babanı ziyarete gidiyorsun. Babanın karşısına hangi yüzle çıktın? Sen kimsin dönek omurgasız? Devlet Bahçeli´nin şansına ve mesai arkadaşlarına dil uzatıyorsun? Akıllı ol?! Sonra demedi deme.
SANA SAYGI DUYMUYORUM
Rahmetli babanız, bir ömür bu davanın çilesini çekerken hayta oğlu babasının mirasını 5 bin Ülkücünün akan kanının üzerinden bu ihaneti yaptığını yaşarken hissetseydi seni mutlaka evlatlıktan reddederdi. Bölücülerle aynı yatağa girdiğin için son açıklamalarında ülkeyi e Ülkücü camiayı germe hakkını sana kim veriyor? Beni dinle, kafası büyük, fizik olarak sumo güreşçilerine benzeyen o küçük beynine yerleştir? Sana asla saygı duymuyorum. Duyarsam şerefsizliktir. Sadece Başbakanlık, Başbakan Yardımcılığı makamı devletimizin kutlu bir makamı olduğundan Türk Milleti önünde Başbakan Yardımcılığı makamına saygılarımla arz ederim.?
YÜREĞİN VARSA GEL!
Çakıcı, mektubunun son bölümünde bir de çağrı yaparak, ?Tekirdağ Cezaevi´ned yatıyorum. Yıldırım Tuğrul Türkeş olarak basında cevap vermek değil de, bana, Tekirdağ Cezaevi´ne gelerek soru ve hesap soracak kadar adam mısın? Yüreğin var mı?? dedi.