Tercümanlık anlatıldı
Kırıkkale Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Fransızca Mütercim-Tercümanlık Anabilim dalı tarafından, alanlarında uzman dört akademisyenin katılımlarıyla ?Çeviri ve Kültür? temalı panel Fransızca Mütercim- Tercümanlık Anabilim Dalı Öğretim Üyemiz Yrd. Doç. Dr. Duran İçel moderatörlüğünde gerçekleşti.
İLİŞKİYİ ORTAYA KOYDU
Açılış konuşmasını yapan Yrd. Doç. Dr. İçel´in ardından Hacettepe Üniversitesi, Mütercim-Tercümanlık Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mümtaz Kaya çevirinin kültürden bağımsız olarak ele alınamayacağının önemini ele alan konuşmasına geçildi.Çevirinin aslında bir aktarım olduğunu ve bu aktarımın ?mot-à-mot? bir çeviriyle gerçekleşmesinin imkânsız olduğunu belirten Kaya, somut örnekler vererek çeviri ve kültür arasındaki ilişkiyi ortaya koydu.
AYDINLATICI BİLGİLER VERDİ
Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Fransızca Mütercim-Tercümanlık Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. A. Zeynep Oral, İşaret Dilinin, Sağır Toplum ile iç içe olabilmek için ne denli önemli olduğunu anlatırken Türk İşaret Dilinin, Türkçeden ayrı bir dil olduğunu ve ikisi arasında çeviri yapılırken aslında bir kültür alışverişinin de yapıldığını belirterek öğrencilere aydınlatıcı bilgiler verdi.
GÜZEL TAVSİYELER VERDİ
Bilkent Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şirin Okyayuz, öğrencilere, hayallerinin peşinde koşarken neden hayatın gerçeklerinin de farkında olmalarını ve kendilerini sürekli yeniliklere, yeni kültürlere açmaları gerektiğini eğlenceli bir şekilde anlatan Okyayuz, çok hızlı biçimde gelişen Görsel-İşitsel Çeviri hakkında bilgiler vererek ve bu alan içerisinde diğer kültürlerin etkilerini örneklendirerek, öğrencilere geleceğe yönelik güzel tavsiyeler verdi.
HAS ÜSLUBUYLA ANLATTI
Panelin son konuşmacısı ise Şiir Çevirisinin zorluklarından bahseden Hacettepe Üniversitesi, Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nizamettin Kasap oldu. Çeviri yapmak için sadece iki dil bilmenin yeterliği olmadığını ve her iki dilinde kültürüne de hâkim olunmadığında çevirin anlamsız olduğunun altını çizen Kasap, bunun şiir çevirisinde daha da ortaya çıktığını kendine has üslubuyla anlattı.