Çakıcı´dan referandum açıklaması
?Adalet bana neden gecikiyor??
O cinayet için açıklama yaptı
Bolu F Tipi Cezaevinde kalmakta olan Alattin Çakıcı, referandumda oy krarına yönelik açıklamada bulundu ve herkesin özgür iradesi ile karar verip, Evet veya Hayır demesini önerdi. Çakıcı ayrıca, Özgecan cinayeti olarak bilinen olayda, cinayeti işleyen kişiye öldüren şahısla bir alakası olmadığını söyleyerek, bu olayda kendisine tuzak kurulduğuna dikkat çekti.
ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR YAPTI
?Kamuoyuna saygılarımla? diyen başlayan mektubunda Alattin Çakıcı ?28-29 Ocak tarihli ulusal ve yerel medyada, Alattin Çakıcı referandum ile ilgili ne diyor, başlıklı yapılan haberlere cevabımdır? dedi ve şunları ifade etti: ?Daha evvel de dile getirmiştim, dünyanın hiçbir yerinde bir insan, diğer bir insanı sevmek zorunda değildir. Söz konusu devletin bekası ise düşmanlıklar ve önyargılar Aziz Milletimizin selameti için değil buz dolabında, dipfrizde dondurulmalıdır. Meclis´ten geçen yeni Anayasa paketiyle ilgili toplumumuza paketin ayrıntıları açıklanmamıştır. Anayasanın ilk 4 maddesi, yeni anayasada güvence altına alınmış, Cumhuriyetin temel değerlerine dokunulmamışsa, Aziz Türk Milleti için Allah katında hayırlı ise milletimize hayırlara vesile olsun.
JZGÜRCE VERİLMELİ
Yargının bağımsızlığı anayasa´da güvence altına alınmışsa, özerklik ve federasyona yasal olarak geçit vermiyorsa, toplumun tüm etnik mozayiğine eşit mesafede davranacaksa, din ve vicdan özgürlüğünü güvence altına almış ise hangi siyasi lider ülkeyi bir ?kral gibi değil?, 8. Emevi Halifesi Ömer Bin Abdülaziz gibi milletin hizmetkarı olacaksa, Rabim ve Aziz Türk Milleti onun yanında olsun. 79 milyon her bireyin özgür iradesiyle vereceği kararı, milletimizin ve devletimizin kaderiyle vereceği kararı bu referandumda kullanacağı Evet-Hayır oyunu vicdanına da danışarak özgürce vermelidir. Demokrasinin özgür iradesi bunu gerektirir.
BİRİLERİ SUÇLANMAMALI
Referandum ile ilgili kararı ne bir Kabadayı ne de şaibeli bir insan vermeli ve kitleleri yönlendirme şansına olmamalıdır. Ama suç işlemiş bir insan bile vatan sevdalısı olamaz diye de bir kaide yoktur. Türkiye´deki siyasiler ve kanaat önderlerinin, geçtiğimiz bu zorlu süreçte provokatif bazı olayları dolaylı yoldan da olsa yönlendirmesi millete ihanettir. Buna çok dikkat edilmeli! Pazar günü bir gazete okudum, afiş asarken gizli eller insanları kurşunlamış. Bu ülkeyi kaosa sokar, okyanus ötesi, batı ve yerli işbirlikçi hainlerinin bir provokasyonu olma ihtimali göz ardı edilip, birileri suçlanmamalıdır.
ÇOCUKLARINI ANLATTI
Üç çocuk babasıyım. Oğlum, İsviçre´de yatılı okulda okuyup, eğitimine İngiltere´de devam edip, Türkçe´nin dışında 4 ayrı dili ana dili gibi konuşmaktadır. İngiltere´deki üniversitesi aracılığı ile Colombia Üniversitesi´nden ekonomi mühendisi olarak diploma almıştır. Bugüne kadar iki defe oy kullandı. İlk oyu AKP, ikinci oyu MHP. Büyük kızım iki üniversite bitirmiş, tezli master yapmış, Türkiye´nin genç ressamlarından biri olup, üniversitede öğretim üyesidir. Oyunu geçmişte Fazilet Partisi´ne vermiştir. Sonraki tüm oyları MHP´ye verdi. Küçük kızım Aytül, Koç Üniversitesi Psikoloji bölümünü bitirip, yurt dışında üniversitede (Essec) sosyoloji dalında master yaptı. Uluslar arası ev içi şiddet hukuku konusunda doktorasını bitirerek, bazı makaleleri yurt dışında yayınlanmıştır. Ömrünce ulusalcı ve Atatürkçü olarak oylarını CHP´ye vermiştir. Uzun yıllar İngiltere´de yaşamasına rağmen tesettürlü olmayıp, kıldığı 5 vakit namazlarında bir tane kaza yapmamıştır.
HEP DUYARSIZ KALDI
Bazıları Tayip Erdoğan´a acaba yakınlaşmak için mesaj mı gönderiyor diye düşünenlere teessüf ederim. O beni günahı kadar sevmez, ben de onu. Daha evvel ifade ettiğim gibi ortak noktamız devletin bekası, kalbi Allah´a teslimiyet duygusudur. Allah´ın dışında kimseye biat etmem! O, bu kurduğum cümleye kızabilir. Kızarsa kızsın! Hiç önemli değil. Doğrularına Evet, yanlışlarına Hayır derim. Yıllarca beni hastane ve cezaevlerinde öldürmek istediler. Kişi Allah´a teslim olmuşsa Rabbim onun yanındadır. Bütün kurdukları tezgahları başlarına çevirdim. 15 Temmuz´dan sonra dik duruşu için kendisine teşekkür ettim. Dik durduğu sürece Rabbim onun yar ve yardımcısı olsun. Yalnız onun değil, devleti için dik duran herkese selam olsun. Defalarca kendilerine mahkeme huzurunda, UYAP üzerinden yazdığım yazılarda, bana kurulan tezgahlarda herkes sizi işaret ediyor dedim. Ama hep duyarsız kaldı.
KENDİ İRADENİZLE KARAR VERİN
Yukarıda 5 sayfalık yazımın içinde yazmış olduğum, ?Nefsini ayaklar altına alıp, Aziz Türk Milletinin hizmetkarlığına soyunuyorsa, Alaattin Çakıcı´nın söylemesine gerek yok. Allah her şeyin en iyisini bilir.? Ben ezelden ebede ülkücüyüm, Partiler kapatılır, sistemde ufak değişiklikler olur, değişmeyen Allah kelamıdır. Ve doğru, beşeri düşünceler insanlığa hizmet eder. Demokraside olmazsa olmaz milletin iradesidir. Her oy kullanacak vatandaşın, birilerinin yönlendirmesiyle değil, kendi iradesiyle oyunu vermesi gerekir. Referandumdan çıkacak millet iradesine Hayır ve Evet diyenlere saygı duyulmalıdır.
CİNAYET AÇIKLAMASI
Bana yapılanların en bariz örneği Adana F Tipi Cezaevinde öldürülen Özgecan Aslan´ın cinayetini işleyen kişinin öldürülmesi olayını yapan Gültekin Alan´ı tanımam. Orada Türkiye´deki en yakın dostum, Ahmet Tekin Baykal ve yeğenim Adem Çakıcı yatmaktayken, işlenmiş bir cinayeti, Adana´dan avukatım A. T. Baykal´a ve yeğenime gittiğinde Adalet Bakanlığından gelen müfettişler, bu cinayeti avukatı vasıtasıyla, Alattin Çakıcı yaptırdı dersen, Alattin Çakıcı´yı bir ömür mahkum ettiririz, sana da az ceza verdiririz diye 3 defa baskı yaptığı 25/01/2017 tarihli ifadesinde dile getirilmiştir.
ADALET BİTKİSEL HAYATA GİRMİŞ!
Gültekin Alan ile sadece İzmir F-2´den Adana´ya sevk edilen A. T. Baykal haksız yere azmettirici olarak tutuklanmıştır. Adalet topal da olsa sonunda doğru karar verir. A.T. Baykal´ın suçsuzluğu mahkeme tarafından kabul edilip, tutukluluğu kaldırılmıştır. Nedense adalet topal yürüse de Alattin Çakıcı´ya uygulanmadı! Benimle ilgili ?Adalet? kavramı demek ki bitkisel hayata girmiş. Şahsıma yapılan tüm adaletsizliklere rağmen ve milletin bekası için bir canım var, içeride ve dışarıda çocukluğumdan itibaren son nefesimi vereceğim güne kadar feda ederim.
ALAN´IN İFADELERİNİ YAYINLADI
Gültekin Alan´ın 10 sayfalık dilekçesinin benimle ilgili 2. sayfasını kendi el yazısı ve imzalı son sayfasını da bu yazıya ekliyorum. Rabbim Aziz Milletimizin, devletine gönülden bağlı olan her etnik mozayiğinin, yine devletine görül vermiş her dini ve siyasi görüşte olan milletin bekası için birbirleriyle devletimiz adına ortak karar vermesini, yerlerin ve göklerin, tüm alemlerin, tüm mahlukatın tek sahibi olan Allah (c.c.) milletimizin ve devletimizin yanında olmasını Rabbimden niyaz eder, kamuoyuna ve Aziz Türk Milletine saygılarımla arz ederim.?
BASKI İÇEREN İFADELER
Çakıcı, Gültekin Alan´ın ifadelerinin yer aldığı, kendi el yazısıyla kaleme alınan açıklamaları da yayınladı. İki sayfalık o açıklamaların 2. sayfasında şu ifadeler yer alıyor: ?Olay ile ilgili oluşturdukları senaryoyu, ifade olarak kabul eder ve imzalar isem, mahkemede bu şekilde ifade verir isem, az ceza alacağımı vaat etiler. Tehdit, baskı gördüm. Bu senaryo şöyleydi: Bu olayı azmettiren Alattin Çakıcı, avukatı aracılığıyla Adem Çakıcı´ya talimat verdi. Adem Çakıcı, A.T. Baykal, F. Yüksel ve ben oturup tartıştıktan sonra bu olayı yapmaya dört kişi karar verdik. Olayı benim yapacağıma da karar verdik. Silahı A.T. Baykal, Hüseyin Özbay´a tedarik ettirdi. Silah Adana´ya geldi ve Hüseyin Karataş´a verildi. Silahı ve cezaevine girişini F. Yüksel finanse etti. Hasan Yılmaz ve avukat Burkay Dikici, Cezaevi Müdürü Haydar Çalışkan, Ser Başmemur Ahmet Döş, infaz memurları Sezai Kabacık, Osman Celle Alisan ile görüşerek, para karşılığı Hüseyin Karataş´taki silahı cezaevine soktular. Ben ed olayı yaptım. Baskıya, tehditlere, şantajlara karşı direndim. Bu ifadeyi yazılı halde getirip, bana imza attırmak için dört defa gelip, çok farklı vaatlerde bulundular. Bu ifadeyi imzala, Alattin Çakıcı ve A. Tekin Baykal´ı ömür boyu emekli edelim, sen de az ceza al dediler. Kabul etmedim, sizi şikayet ederim dedim. Kimi kime şikayet edeceksin? Biz buraya hiç gelmedik. Kimse bizi görmedi. Kayıt yapmadı dediler. En son fiziki olarak üstlerine saldırdım. Ekim 2016´dan sonra bir daha gelmediler.?
SAĞLIK DURUMU İFADESİ
Çakıcı, Gültekin alan´ın kendi ifadesini içeren bilgilerin yer aldığı son sayfayı da kamuoyu ile paylaştı. 10. sayfada ise şu ifadelerin yer aldığı görüldü: ?Bu adil yargılama koşulları sağlanmadığından konuşmayacak ve bildiklerimi anlatmayacağım. Adli emanetteki eşyalarımın ve fotoğraflarımın tarafıma iadesini talep ediyorum. Rahatsızlığıma gelince, işitsel halisünasyon ve hezeyanlar yaşıyorum. Düzensiz düşünüyor, düşüncelerimin yayınlandığına, zihnime zorla bir şeyler sokulduğuna inanıyorum. Sinir krizlerim ve davranış sorunlarım var. Mantıklı düşünmede zorluk çekiyor, insanlar ile sağlıklı ilişki kuramıyorum. Tek bir kişilik içinde bölünme yaşıyorum. Gerçekle fanteziyi, korkuyla doğruları, yanlışları eş tutuyor, birbirinden ayıramıyorum. Duyduğum sesin beni baskı altına aldığı zamanlar oluyor. Başka biri ya da bir güç benimle konuşuyor. Geçmişimde yaşadıklarım için beni eleştirip hakaret ediyor. Sesler emir oluyor, bana ne yapacağımı söylüyor, basen emirlere direnemiyorum. Bu da şiddet dolu davranışlara yol açıyor. 11.04.2016 tarihli olay da böyle oldu. Diyarbakır´daki psikiyatri doktorum duygu durum bozukluğu teşhisi koydu. En doğru kararı Adli Tıp Kurumu verecektir.?