İktidar çalışana cimri

İktidar çalışana cimri

İktidar çalışana cimri

Saadet Partisi Kırıkkale İl Başkanı Faruk Vurgun, düzenlediği basın toplantısıyla gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AÇIKLAMALARDA BULUNDU

Saadet Partisi İl Başkanı Faruk Vurgun, yılın ikinci altı ayı için yapılacak zam artışlarına yönelik değerlendirmelerde bulundu. Saadet Partisi olarak, ilan edilen bu maaş artışlarını yeterli bulmadıklarının altını çizen Vurgun, ?Bir ülkede ücretler, yoksulluk sınırı artı refah payı esas alınarak belirlenmiyor ise, o ülkede refahtan ve adaletten söz edilemez. İktidar çalışana cimri, faizciye ve rantçıya bonkör davranırsa, bu iktidar kerim iktidar olma özelliğini kaybeder? dedi. Emekli ve işçi maaşına yapılacak zam artışıyla ilgili partisinin somut çözüm önerilerini anlatan Vurgun, söz konusu durumla ilgili olarak atılması gereken adımları kamuoyuna aktardı.

İKTİDAR ÖZELLİĞİNİ KAYBEDER

Yılın ikinci altı ayı için yapılacak zam artışlarına değinen Vurgun, ?İktidar, SSK ve BAĞ-KUR emeklileri için yüzde 5,01, memur ve emeklileri için de yüzde 6,01 oranında bir artış yapacağını ilan etmiştir. Saadet Partisi olarak ilan edilen bu maaş artışlarını yeterli bulmuyoruz. Yapılan bu artış, çalışanın alın terinin karşılığı olabilecek bir artış olmamıştır. Türkiye´de ve dünyada ücretlerin belirlenmesinde, açlık sınırı endeksi ile yoksulluk sınırı endeksi dikkate alınmaktadır. Türkiye´de, açlık sınırı 4 kişilik bir aile için yaklaşık 2200 TL civarındadır. Yoksulluk sınırı 4 kişilik bir aile için 6800 TL civarındadır. Bir ülkede ücretler, yoksulluk sınırı artı refah payı esas alınarak belirlenmiyor ise, o ülkede refahtan ve adaletten söz edilemez. İktidar çalışana cimri, faizciye ve rantçıya bonkör davranırsa, bu iktidar kerim iktidar olma özelliğini kaybeder.? diye konuştu.

ÇALIŞANLAR PAYINI ALMALI

Vurgun, çalışanların milli gelirden hak ettiği payı alamadığının altını çizerek, şöyle devam etti:?Çünkü iktidar, yapılan israfın, hesapsız borçlanmaların faiz yükünü çalışanların sırtına yüklemeyi alışkanlık haline getirmiştir. Toplu sözleşmelerde öngörülen artışlara ek olarak ödenecek enflasyon artı refah payından kurtulmak için rakamları baskı altında tutmakta, enflasyon rakamlarının küçük çıkmasını sağlamaktadır. Bu sayede, çalışana ödenecek ücretlerin bütçeye olan maliyetini kendince azalttığını düşünmektedir. İktidar, bütçe ödemeler dengesini koruyacağım derken, çalışanın alın terini istismar ederek onu gerçek enflasyon karşısında ezilmeye mahkûm etmektedir. İktidar, YİK üyelerine resen 5 bin lira artış yaparken, öğretmene, hemşireye, polise, vaize, ebeye, memura, itfaiyeciye, işçi ve memur emeklisine 57 lira ile 300 lira arasında gelip-giden bir artışı bile, neredeyse çok görmektedir.?

YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA

Türkiye´de birçok çalışanın yoksulluk sınırının altında ücret aldığını hatırlatan Vurgun, ?Saadet Partisi olarak yaşanan ekonomik krizin bütün faturasının çalışana kesilmesini doğru bulmuyoruz. Bütün çalışanların emeğinin korunması, yoksulluk sınırının üstünde bir ücret almalarıyla mümkündür. Yani bir öğretmenin ve polis memurunun maaşı, en az 6800 lira civarında olmalıdır. Faizci kapitalist düzeni yürütmeyi esas alan hiçbir iktidarın çalışana bu seviyede bir ücret vermesi mümkün olmaz. Bu ancak Saadet Partisi iktidarında mümkün olur. Bunun delili ise 54. Erbakan Hükümeti´dir. Çalışanların da bu gerçeği görmeleri gerekir.? ifadelerini kullandı.