1 Mayıs mesajı
Türkiye Kamu Sen İl Temsilcisi ve Türk Eğitim Sen İl Başkanı Yücel Karabacak 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü, Sorunumuz gelirin adil taksimi, hakların adil taksimi, hukukun adil taksimi, külfetin de nimetin de adil taksimidir. Umudumuz ve dileğimiz, gelirin de, hakların da, hukukun da, adaletin de, nimetin de, külfetin de adil taksim edildiği bir ülkedir. Bizim mücadelemiz, taksimin adil yapılması içindir sözleriyle kutladı.
Dayanışma günü
1 Mayıs'ın korku ve şiddet günü olmadığını ifade eden Karabacak, 1 Mayıs hangi partiye oy verirse versin, hangi politik yaklaşımı savunursa savunsun, dini, dili, ırkı ne olursa olsun ayrımsız tüm çalışanların, emekçilerin birlik mücadele ve dayanışma günüdür. Türkiye Kamu- Sen olarak yıllardır 1 Mayıs'ı çalışma hayatının problemlerinin anlatıldığı bir gün olarak kutlayalım anlayışıyla hareket ettik. 1 Mayıs'ı adına uygun bir şekilde kutlayalım diye çabaladık. 1 Mayıs'ta çalışma hayatının problemleri bir kenarda kaldı. Garip guraba istismarı yapanların, esasen gariplerin derdinden bihaber olduğunu vurgulamak istiyoruz. Maalesef çalışma hayatının sıkıntılarının dile getirilmesi gerekirken, yaşanan olumsuz görüntülerin ön plana çıkartılması, bu günü anlamından uzaklaştırmaktadır ifadelerini kullandı.
Darbe vurmakta
Karabacak, İçinde bulunduğumuz karanlıklardan bizlere mutlu bir geleceğin kapılarını açacak tek anahtar, birlik, beraberlik ve kardeşliğimizdir diyen Karabacak şöyle devam etti: Bu birlik ve dayanışma ruhu bizlere; yapılmaz denileni yaptıracak, olmaz denileni olduracak güç vermektedir. 1 Mayıs bir hesaplaşma günü değil, çalışanların sorunlarının gündeme taşındığı ve çözümlerin bulunduğu gün olmalıdır. Ülkemizi gerginliğe sürükleyerek, memurun, işçinin, emeklinin sorunlarını hasıraltı etme, gündemi saptırma amacı güdenler, çalışanlara ve sendikacılığa en büyük darbeyi vurmaktadır dedi.
Kıymeti bilinmiyor
Çalışanların örgütlü mücadelesini zayıflatarak, küresel saldırılar karşısında onları çaresiz bırakmak isteyenler olduğunu sözlerine ekleyen Karabacak şöyle devam etti: Ne yazık ki bugün, çalışanlara karşı uygulanan hukuksuzluk var. Bugün en küçük ekonomik olumsuzlukta işten çıkarılan, sendika üyesi olduğu için sürülen, tehdit edilen, iş akdi feshedilen çalışanlar var. Bugün çalışanları devletin ve işverenin omuzlarında yük, gereksiz bir maliyet unsuru olarak gören ve kaderine terk eden bir iktidar var. Bugün emeğinin karşılığını alamayan, alın terini akıtan ama kıymeti bilinmeyen çalışanlar var.
Haklarımızı kaybediyoruz
Birlikteliğimizi kaybettikçe haklarımızı da kaybediyoruz. Bizler birlik oldukça, hiç bir güç çalışanların haklarını gasp etmeye yetmeyecektir. Hak aramak kutsal bir mücade! Bizler bu mücadeleyi yalnızca bir alanda değil; her alanda, her platformda veriyoruz. Bu nedenle Taksim, yalnızca bizlerin 1 Mayıs kutlamalarını gerçekleştirme mücadelesi verdiğimiz alanın adı değil. Bugün taksim, memuruyla, işçisiyle, işsiziyle, emeklisiyle, hepimizin sorunu Sorunumuz gelirin adil taksimi, hakların adil taksimi, hukukun adil taksimi, külfetin de nimetin de adil taksimidir. Umudumuz ve dileğimiz, gelirin de, hakların da, hukukun da, adaletin de, nimetin de, külfetin de adil taksim edildiği bir ülkedir. Bizim mücadelemiz, taksimin adil yapılması içindir.
Yaşasın 1 Mayıs
Baharın kurumuş dallara hayat verdiği gibi bu 1 Mayıs da çalışanın mücadelesine yeni bir soluk, yeni bir hayat verecek inşallah. Güzel ülkemin dört bir yanından yayılan coşku, kardeşliğimizin eseri; geleceğimizin teminatı. İnanıyorum ki bu coşku, azim ve umut, çalışanlarımızın üzerine çöken kara bulutları dağıtacak, güneşli, güzel günlerin habercisi olacak. Kararlıyız: Biz haklıyız; biz kazanacağız. Yaşasın hak mücadelemiz, yaşasın kardeşliğimiz, yaşasın 1 Mayıs.