Saadet Partisi İl Başkanı Faruk Vurgun, 2021 yılı, “Yaşanabilir Bir Türkiye”, “Yeniden Büyük Türkiye” ve “Yeni Bir Dünya’nın” kurulmasına yönelik adımların atıldığı bir yıl olur temennisinde bulundu.
AÇIKLAMADA BULUNDU
Saadet Partisi İl Başkanı Faruk Vurgun, 2021 yılı için reform yılı olmasını gerektiğini belirten Vurgun; Türkiye’nin 2021 yılında yapacağı en büyük reform ya bu yorgun iktidarın bütün yanlış politikaların terk etmesi ya da görevi yeni bir iktidara devretmesi olacaktır” dedi. Vurgun, "Bir yılı daha sevinciyle, hüznüyle geride bıraktık. Biz isterdik ki; 2020 yılını hatırlarken sevinçlerimizi, umutlarımızı, mutluluklarımızı konuşalım. Ama maalesef büyük oranda bu olmadı. Küresel bir salgının yanında, yaşadığımız doğal afetler, ekonomik kriz gibi etkenler sebebiyle zor bir yıl geçirdik. Ne yazık ki 2020 yılında umutlar karamsarlığa, beklentiler hayal kırıklığına dönüştü. Ama biz gelecek adına umudumuzu yitirmedik, geleceğe dair ümitvarız.
DURUMU ANLATTI
Çünkü bizim inancımızda ve ahlakımızda ümitsizliğe kesinlikle yer yoktur. İnşallah 2021 yılı, “Yaşanabilir Bir Türkiye”, “Yeniden Büyük Türkiye” ve “Yeni Bir Dünya’nın” kurulmasına yönelik adımların atıldığı bir yıl olur. Yeni yılın ülkemizin ve tüm insanlığın saadetine vesile olmasını diliyorum” dedi. Vurgun, "2021 yılına girerken şu hususu vurgulamak istiyorum; 2020 yılında Türkiye’de yasakların arttığı, düşünce özgürlüğünün kısıtlandığı ve iktidar partisinin devletin her imkânından hoyratça yararlandığı bir süreç yaşanmaktadır. Geldiğimiz noktada Türkiye iktidarın çok dillendirdiği tekrar Tek Parti dönemine döndü. Türkiye’nin 2021 yılında yapacağı en büyük reform ya bu yorgun iktidarın bütün yanlış politikaların terk etmesi ya da görevi yeni bir iktidara devretmesi olacaktır. Yeni bir yıla girerken yapılması gereken en önemli işlerin başında şüphesiz geride bıraktığımız yılın muhasebesinin yapılması olacaktır” dedi.
KATLANARAK ARTTI
Vurgun, "Eğitim politikalarımız üzülerek ifade ediyorum ki 2020 yılında da sınıfta kalmıştır. Kovid 19 ile başlayan pandemi sürecinde, planlama ve organizasyon eksikliği sebebi ile birçok öğrencimiz uzaktan eğitimden istifade edememişlerdir. Altyapısı eksiklerle dolu yetersiz bir eğitim sisteminden netice beklemek boş bir hayaldir. Bu sebeple Türkiye’de var olan eğitim eşitsizliği pandemi sürecinde katlanarak arttı. Adeta bir nesil heba edilme tehlikesi ile karşı karşıya bırakıldı. 2020 yılının en çok hasar gördüğü alan ise şüphesiz ekonomi oldu. İktidarın yanlış ekonomi politikaları ile birleşen pandemi süreci; işsizlikte patlama yaşattı. Enflasyon TÜİK rakamlarının katbekat üstünde, alım gücünü düşürdü. Milletimiz, markette, pazarda ihtiyacı olan bir poşeti dolduramaz hale geldi. Bebek bezlerinin, ayçiçek yağların çalınmaması için alarm cihazlarının takıldığı bir ülke haline getirildik!" diye konuştu.