Osman Can sandık uyarısı yaptı!
AK Parti Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) Üyesi Prof. Dr. Osman Can, Kırıkkale'ye gelerek Köy ve Mahalle Başkanları ile toplantı yaptı. Can, Sandık namustur ve namusumuza sahip çıkmalıyız' dedi.
Kırıkkale'ye geldi
Ak Parti Toplantı Salonunda gerçekleşen Toplantıya K Parti Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) Üyesi Prof. Dr. Osman Can, Ak Parti İl Başkanı Mürsel Akçay, İl Başkan Yardımcısı Bahadır Kılıç, Merkez İlçe Başkanı Enver Kılıç, il yönetim kurulu üyeleri, merkez ilçe yönetim kurulu üyeleri, köy ve mahalle başkanları katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Ak Parti İl Başkanı Mürsel Akçay, Seçimde siz köy ve mahalle başkanlarına çok iş düşüyor. Seçimde en önemli şey köy ve mahalle başkanlarının teşkilatlanmasıdır. Sandık yönetim kurulu çalışmaları seçimin en önemli çalışmasıdır. Diğer partilere oranla bizim sistemli bir çalışmamız var ve onlar seçim çalışmalarına başladığında biz seçim çalışmalarını dolayısıyla seçimi bitirmiş olacağız. Bunda sizlerin emeği çok büyük hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum' dedi.
Demokrasi açıklaması
Akçay'dan sonra söz alan AK Parti Merkez Karar Yürütme Kurulu (MKYK) Üyesi Prof. Dr. Osman Can Türkiye Cumhuriyetinin 90 yıllık geçmişinde milletin demokrasi adına bir çok bedeller ödediğini belirterek, yapılan darbelere ve muhtıralara karşı isyan etmeden, bu memleketin sahibi olduğu duygusuyla, durmadan mücadelesine devam ettiğini kaydetti. Milletin 28 Şubat ve 27 Mayıs kararlarını yaşadığını vurgulayan Can, Sizlerin iyi bildiği gibi Türkiye ayaklanma olayları ve buna benzer olaylar, 12 Eylüller gibi birçok olay yaşadı ama bunların hepsi bizi demokrasi mücadelemizden alıkoymadı. Hiç bir zaman haksızlık yapılıyor diye sokakları ateşe vermedik, isyan etmedik, memleket ekonomisini alt üst etmedik, sandık için bekledik sandık namusumuzdur dedik. Demokrasiyi engellemeye çalışan, demokrasiye ara verip ara rejimi yapmaya çalışan bütün iradelere karşı gerekli dersi sandık başında her defasında verdik. Millet hiçbir zaman sandıktan şaşmadı. Kırıkkaleli de bundan şaşmadı iradesi çok net oldu, her zaman güçlü oldu ve içerisinde demokrasi kahramanları çıkardı şeklinde konuştu.
Anayasa'yı anlattı
Can, "Bugün anayasa günü, bugün toplumsal sözleşme günü. Anayasanın her konuyla ilgisi vardır. Bugün Türkiye yeni bir anayasa hazırlığı içerisindedir. Peki, yeni anayasa nedir? Yeni anayasa toplumun sözleşmesi demektir. Toplumun kanaat önderleri ortak akıl yürüterek bir sözleşme üzerinde hem fikir olursa bu yeni bir anayasayı işaret eder. Evet, Türkiye anayasasını arıyor. Ortada bir anayasa var fakat yeni anayasa aranıyor. Geçmişte yapılan bir anayasa var fakat bu anayasa toplumun sözleşmesi üzerine mi kurulu, ya da özgür iradeye mi bağlı bunu sorgulamak gerekir. Olması gereken demokratik iradeye bağlı bir anayasadır. Bu topraklar üzerinde iradeye bağlı bir çalışma varsa bu sözleşmeye delalet eder. Anayasa ile sözleşme arasındaki ilişki nedir peki? Anayasa aslında devlet teşkilatıdır. Hukuki bir metindir' dedi.
82 Anayasası'na eleştiri
Can konuşmasının devamında, Bir anayasa sözleşme üzerine kurulu değilse, bu bir anayasa mıdır? 1982 Anayasası`na baktığımızda `tamam bir sözleşme var` diyebiliriz; fakat devletin organlarının tamamına yakını milletin iradesine bağlı değildir. 1982 Anayasası darbe anayasasıdır. Yetkilendirmeler bakımından yetersizdir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ama o egemenlik günümüz anayasasıyla işgal altındadır. Anayasaları kim tasarlıyorsa sonuç olarak o irade ortaya çıkar. Bunu bir fabrikaya benzetebiliriz. Ortada bir tasarı var ve siz bir taraftan hangi ürünü koyarsanız diğer taraftan onu takiben bir ürün çıkar. Bu topraklarda bugüne kadar 5 tane anayasa yapıldı.
Nasıl bir Anayasa olmalı?
Bu sayı Amerika`da 1, Yunanistan`da 6, Fransa`da 18`dir. İlk anayasa çalışması Osmanlı döneminde yapıldı. Bu anayasada ortada bir sözleşme yoktu; fakat ayrımcılık da içermiyordu. 1921 Anayasası işgal döneminde toplumun kanaat önderlerine dayanarak yapıldı. Milletin iradesini ortaya koyarak yapıldı. 1924 Anayasası ise silah altında yapılan bir seçimin sonucudur. Ortada bir sözleşme yoktur. 1961 ve 1982 Anayasaları da ayrımcı söylemler içerir. Şimdi Türkiye yeni bir anayasa arıyor. Bizim sözleşmemiz zaten var. 1921 Anayasası`nda ortaya çıkan sözleşme bizim temel aldığımız sözleşmedir. Bize bir anayasa dayatılmamalı, toplumun ortak bir yapısı olarak ortaya çıkmalıdır" diye konuştu.