İlk vekilliği başlangıcında partili olmayan danışman seçiminden sonra aramız açılmıştı şu an Kırıkkale
belediye başkanı Ahmet Önal ile…
O nedenle birbirimizden haz ettiğimiz söylenemez,
Ancaaakkk!..
Sezar’ın hakkı Sezar’a misali,
Hakkını da şahsına teslim etmek gerekir diye düşünüyorum.
Kırıkkale de çeşmeler den su akmıyor bazı mahallelerde zaman zaman,
Akandan da içilmiyor zaten…
Bu suç beş aydır belediye başkanı olan Ahmet Önal’ın değil.
Yollar delik deşik,
Kimi Keremin arpa tarlası gibi kesek kesek,
Kimi çukur kimi tümsek…
Yürünüyor desek üstünde yürünmez,
Adı yol, kendi görünmez…
Bunun suçu da beş aydır belediye başkanı olan Ahmet Önal’ın değil…
Park var orda burda,
Kimi mahalle arasında kimi dağ başında,
Kaydırak var merdiveni kırık,
Tahterevalli tamam, ekseni firarda…
Bu suç da, beş aydır belediye başkanı olan Ahmet Önal’ın değil.
Kanal deyip geçme medeniyetin göstergesi,
Olmazsa olmazın ama osursan tıkanıyor,
İlan-reklam poz poz resim iyi de,
Şaşa ile attıkları asfalt yarılıyor…
Bunun suçu da beş aydır belediye başkanı olan Ahmet Önal’ın değil.
Yılda on kez dikilen çiçekler,
Yetişmiş asırlık çınarlar,
Sararmış çoğu susuz kalmış kuruyor,
Beş aydır başkan olan Ahmet Önal dan hesap soruluyor…
Olmaz, hayır kardeşim!..
Bunun vebali var,
Hem günah,
Hem de art niyet var…
Eleştirinin ötesinde işi suçlamaya kadar vardıran kim varsa, partili yada bu memleketin yaşayanı kim
olursa olsun, onlara sesleniyorum;
22 yılda iki tane başkan seçtin be kardeşim Kırıkkaleyi yönetirken iktidar nimetlerinden de faydalansın
diye. Biri kendi halinde küçük esnaf iken seçtiklerinin, diğeri eniştesinin dükkanında tezgahtardan
bozma müdürdü sadece halbuki;
Adamlar işten anlamıyor demedin...
Eğitimleri yok bu iş için ehil değiller demedin,
Bir gün eleştirmedin,
Suçlamadın,
Kızmadın-öfkelenmedin emanet ettin koca şehri ve emanet ettiğin o koca şehri tam üç kez haftalarca
susuz bıraktı bu arkadaşlar, ıh demedin;
Hatta
Bilakis sevindin,
Cambazlık yaptın, takla attırdın lafa-söze, “ hayırlara vesile oldu en azından teyemmüm etmeyi
öğrendik millet olarak” dedin, dalga geçtin aklınca-kafana göre,
Akarın kesildi-çıkarın bitti,
Ve
Su geldi aklına…
Yol geldi, park geldi, bahçe geldi, çiçek-böcek geldi, iyi mi!..
Oysa ki;
Bu sorunlar 22 senedir kibrinden yanına yanaşamadığın memleket için iş bilmez ama etrafı ile kendine
işi iyi bilenler ve senin hala valayla seçtiğin adamlar zamanında doğmuş, büyümüş, içinden çıkılamaz
hale gelmişti ve sen de bunu çok iyi biliyordun keçi gibi!...
Hal böyle olunca da,
Bu memleketin güzel insanları tarafından bileti kesilip, Ankaraya uğurlandı, her ikisi de.
Ve yine sen de iyi biliyorsun ki Ahmet Önal tüm arızaları kucağın da buldu.
Sorun yok, o da mazeret üretmiyor zaten, biliyorum…
Tamir ve tadilatı konusunda elinden geleni yapmaya çalışıyor onu da biliyorum.
Ammmmaaa!.
Bilip de emin olduğum bir şey var ki ömre bedel;
O da milletin kendine emanet ettiği koltuğu kullanarak cebini doldurmaya, yakınlarını
zenginleştirmeye çalışmıyor, net.
Hırsız değil yani kısaca…
Su akmıyorsa akıtır kardeşim, kanal tıkanıyorsa açar, yolları yapar, ağaçları-çiçekleri yeniden yeşertir.
Yeter ki çalmasın,
Yeter ki çaldırmasın,
Yanında ki üç kuruşluk adam müsvettelerini zenginleştirirken belediye nimetleri ile, kendine
Ankaralarda mekan kurmasın…
O da kurmuyor, kurmaz da zaten,
O kaa!..