Ahmet yeşil


KAAMİİİİİLL!..

KAAMİİİİİLL!..


Rahmetli hacı babam,
Ben asker iken ölümünden kısa bir süre önce dostu ve arkadaşı zamanın hatırı sayılır kişisi Azaboğlu
cami imamına demiş ki;
-hocam çocukların aklı yetmez, ben öldüğümde panikleyebilirler, aklınızda bulunsun altıma-üstüme
harcansın diye altı bin lira para bırakıyorum, sana danışacak olurlarsa harcamaları gereken yerleri
gösterir, yardımcı olursun!..
Ve
Babam öldü ben askerden izinli geldiğimde.
Yine rahmet olsun kasap Süleyman amca,
Rahmetli manav sarı Hasan amca,
Rahmetli taksici Refik amca ve babamın hatırlı bir çok arkadaşı işin ucundan tutup, bize bir şey
düşürmeden toprakla buluşturdu merhumu.
Biz üzgünüz,
Şaşkın
Ve
Sürekli ağlamaklıyız.
Gelen gidenin,
Oturup yad edenin,
Okuyup üfleyenin haddi hesabı yok, (sağ olanlara Allah uzun ömür, ölmüşlere de bol bol rahmet
versin)
Yatsı namazından sonra bahse konu hoca geldi yanında üç hoca arkadaşı ile birlikte.
Okudular,
Okudular,
Okudular
Ve babamla ilgili güzel anılarını anlattıktan sonra izin istediler.
Kısmen hoca sayılabilen teyzemin kocası Obalı deli Kamil enişte ile birlikte bahçe kapısına kadar yolcu
ettik kendilerini…
Bu arada,
Kamil enişte çaktırmadan benden yüz lira para istedi, verdim, zarfın içine koyarak verdiğim parayı,
hocanın ceketinin sağ cebine bıraktı, gördüm.

Hoca heyeti az ilerde ki direğin ışığından faydalanarak zarfı açtı…
İçinden çıkan yüz lirayı görünce hızla geri dönerek Kaamiiillll diye ünledi.
Kamil eniştem rahmetli, koşar adım yanlarına vardı ve “ buyur hocam dedi…
-ulan oğlum hacı abi bana söyledi lan altına üstüne altı bin lira koyduğunu bu mu yani bizim
hakkımız!..
Adı üstünde deli Kamil eniştem hışımla,
-la hoca adam altı bin liranın tamamını senin okuduğun iki duaya mı bıraktı, bu çocuk asker geleni-
gideni olacak, yedisi var merhumun, kırkı var bir çırpıda hepsini sana mı verelim ayıp değil mi yaptığın
dedi…
Bu sözün üstüne benden yana bakan hoca, hiçbir şey demeden öfkeyle yürüdü gitti yanındaki ekibiyle
birlikte.
Dedemin, ebemin, teyzemin, komşunun, arkadaşın, ahbabın olmak üzere kimin cenazesine baş
tutmuşsam yardım amaçlı, muhakkak hocanın hakkı diyerek meftanın gücü oranında bir miktar parayı
zarfa koyarak hocanın cebine sıkıştırmışımdır bunca senedir, babamın cenazesinden aldığım dersle.
Ve
Hiçbir hocanın ağzından duymadım almam kelimesini atmış yıla yakındır geçtiğimiz cumartesi abimin
cenazesine kadar.
Çok severdim gardaşımı,
Hastaydı ayağa kalkacak gücü yoktu
Ama
Buna rağmen yardım elini üstümden çekmezdi.
Nur Cami imamı genç kardeşim namazını kıldırdı,
Bizle birlikte gelip önce mezarı başında uzun uzun okudu dualadı, sonra evin oraya toplanan
kalabalığa aynı şekilde okuyup dualadıktan sonra kendisini kenara çekip oldukça kalabalık bir zarfı
ceketinin yan cebine koymaya çalıştım…
Bileğimden tutup,
-napıyorsun abi dedi.
-helalleşiyoruz, hocam dedim.
-olmaz,
-hocam çok yoruldunuz bu sizin hakkınız, hakkınızı bize helal ediniz…

-abi, Allah devletimize milletimize zeval vermesin, devletimiz benim hakkımı fazlasıyla veriyor şükür,
yine de teşekkür ederim düşüncene ama alamam, alırsam hem devletime ihanet etmiş olurum,
hemde Allah indinde büyük günaha girerim… merhum da herhangi bir hakkım yok, varsa da benden
yana helal-i hoş olsun dedi!..
Kaldım!..
Bu güne kadar alıştırıldığım olaydan ve kendimden utanmakla birlikte, Nur cami imamı olan bu
kardeşimle de gurur duydum.
Helal olsun!..
Allah kendine ve sevdiklerine uzun ömür versin ve bu şahsiyet herkese de örnek olsun…
Umarım ve inşallah.