Ahmet yeşil


KILIÇDAROĞLU VAZİFELİ!..

KILIÇDAROĞLU VAZİFELİ!..


Ben Ekmelettin’e “tıpış tıpış” gidip oy vermedim.
Ve
O günden beri söylüyor ve yazıyorum ki,
Bay Kemal
Yani
Rahmetli kardeşi Celal beyin de dediği gibi “abem Kemal” vazifeli.
Kim verdi,
Ne zaman verdi,
Nasıl ve nerde tebliğ etti vazifeyi bilmiyorum
Ama
Adam gerçekten vazifeli bana göre ve ben, Ekmelettin günlerinden beri nefret etmekteyim
kendinden.
Eleştirdim,
Yazdım,
Kripto,
Oy isteme şeklinden, iki milyon mühürsüz oya göz yummasından, Konya milletvekili Atilla Kart’ı aforoz
etmesinden, Manisa milletvekili Şahin Mengü’yü ötelemesinden, Muharrem İnce gibi bu partinin
özbe öz evladına yaptığı muameleden ve seçimde onu yalnız bırakmasından, dinci, fetocu, Büyük
Birlikçi, MHP’li, Atatürk düşmanı, kriminal, AKP trolü ne kadar adam varsa kendine danışman
yapmasından ve kardeşi rahmetli Celal beyin “en büyük AKP’li abem Kemal’dır” sözlerinden ilham
alarak dedim ki aynı karında yattığı merhum Celal bey doğruyu söylüyor!..
Ancak
Meramımı başta Tokatta Ekrem hocaya, Ankara da Türkücü Ünsal’a, Kırıkkale de otelci Şenol’a
anlatamadım.
Yahu,
Adam kurultayda seçimi kaybetti,
Kaybettiğinin ertesinde koooosskoca artmanı kendine çalışma ofisi olarak tuttu.
Hangi parayla,
Ve

Hangi amaca uygun olarak böyle bi şeyin içine girdi, CHP genel başkanıyken evinin mutfağın da Selvi
hanımla bant doldurup doldurup çalışan adam, vazifeli olmasa niye böyle bir işin içine girsin dedim, az
kaldı beni de Muharrem İnce gibi hain edeceklerdi emmme, güçleri yetmedi.
Ve
Takke düştü kel göründü.
Adam vazifeli kardeşim.
Atmış yaşından sonra bir şekilde partiye üye olup, sonra vekil, sonra gurup başkan vekili sonra
İstanbul belediye başkan adayı, en sonunda Kurt bulanık havayı sever misali her nasıl ve ne şekilde
olduğu tartışmaya son derce açık bir kaset operasyonu ile genel başkan oluyor CHP’ye, böyle bir sürat
böyle bir tesadüfler zinciri, bu şekilde partinin başına geçip de babasından kalan miras gibi makama
ve koltuğa yapışan adam var mı dünyada?!..
Ben bilmiyorum ve olduğunu da sanmıyorum.
Ve
O günden sonra değişti Türkiye,
O günden sonra küstü CHP’nin öz evlatları partiye,
O günden sonra ne olduysa oldu ülkeye.
Mış gibi yaptı hep.
Demokrasiyi savunuyormuş gibi yaptı CHP diktatöryasını kurdu,
Muhalefet ediyormuş gibi yaptı, her şeyde iktidarın önünü açtı,
Toplumu kucaklıyormuş gibi yaptı, sadece kendi gibi düşünen, Tunceli yerine Dersim ismini kullanan
yada onunla iltisaklı İzmir-İstanbul-Ankara veya başka yer doğumlu bir avuç yandaşına hizmet etti.
Yahu bir evde iki oy var, karı ve koca.
Karı üç dönem vekil, koca ise üç dönem belediye başkanı.
Üstelik seçilmesi garanti yerlerden,
Niye?
Boncuk mu var bunların bir yerinde?
Yıllardır dediğim gibi adam vazifeli,
Kimden nasıl ve nerde tebliğ edildi bilmiyorum
Lakin

Vazifesinin ilk üç sırasında CHP’yi kurucu ayarlarından uzaklaştırıp yok etmek, AKP iktidarının devamı
sağlamak ve kendi gibi Dersim! (Tunceli değil!) ve Dersimle iltisaklı kişileri makam mevki ve para
sahibi yapmak var.
Herkes diyor ki Kılıçdaroğlu hırsız değil, dürüst adam parayla pulla işi olmaz!..
Belki doğrudur, bilmem.
Bildiğim,
Bu memleketin gençlerinin çocuklarının, kadınların-erkeklerin kim varsa nefes alıp veren ülkede,
hepsinin umudunu, geleceğini, gülüşünü, neşesini, eğitimini neyi varsa her şeyini çaldığıdır.
Ve
Bu anlamda bu memleketin en büyük hırsızlarından biridir bana göre.
Şuna bakın yahu;
Nasıl bir hırs,
Nasıl bir koltuk sevdası,
Nasıl bir vazife aşkı ki, atmış yaşından sonra girdiği partinin çocukluktan beri içinde bulunan üyeleri
kadın, kız, genç, ihtiyar ve milletvekili denmeden polis tarafından dövülüyor, plastik mermi ile
vuruluyor, kafa-göz darmadağın ediliyor ve sözde 13 yıl genel başkan olarak kardeşlerim evlatlarım-
arkadaşlarım dediği adamların uğradığı zulme gıkı çıkmıyor…
Ses vermiyor,
La demiyor!..
Çok uzattım yazıyı…
Kısaca söylemek gerekirse bu adam vazifeli, vazifesi ifşa oldu, dolayısıyla mahkeme kararı ile CHP’ye
genel başkan olabilir belki ama, halkın gözün de bitik ve düşkün bir adamdır artık.
Teşbihte hata olmaz,
Redkid deki mezarcı gibi ellerini ovuşturarak bekliyor tabutun başında, ki, tabuta girecek CHP’yi
omuzunun üstündeki Akbaba ile birlikte mezara koysun,
Ama
Biz onu tanıdık,
O bizi tanıyamadı, ne yazık ki…