Ahmet yeşil


KIRIKKALE FANİSİ!..

KIRIKKALE FANİSİ!..


Yirmi yıl görmediği,
Umursayıp dile getirmediği,
Susuzluğa,
Yolsuzluğa,
Yoksulluğa,
İşsizliğe
Aşsızlığa,
İki ay tahammül edemedi, etmiyor fani!..
Irmak yanı başında gürül gürül akarken,
Çoruh deresini geçtim,
Kazmayı vurduğun yerden su fışkıracakken bir değil, iki değil, tam üç kez birer hafta süreyle susuzluğa
mahkum olmuşken Kırıkkale Fanisi,
Görmüyor,
Duymuyor,
Bilmiyor,
İki dakika kesilen suyun hesabını iki ay önce seçilmiş adamdan soruyor..!
Allah hayrını versin!.. (Türkçesi bu değil tabi!)
Yirmi yılda ittir-kaktır tamir tadil edilen yolların,
Akmayan-tıkanmış-çürümüş kanalların,
Suriye ve Afganlı istilasına uğramış parkların,
Sokakların,
Hükümet politikası ile işlevsiz bırakılmış MKE’nin,
İş bulamayan insanın,
Açlığa mahkum yoksulun hesabını iki aylık adamdan soruyor utanmaz…
Olur mu ulan bu!?
İnsanlığa sığar mı?
Hangi ahlak,

Hangi vicdan-hangi din,
Hangi akıl buna müsaade eder?
Balık hafızalıyız dediysek o kadar mı yani,
Siz kurnazsınız da millet aptal mı!?
Yirmi yılda içine ettiniz Kırıkkalenin…
Tamam;
Nüfus olarak büyüdük,
Yolun kenarına yapılan evler boyalı ve pahalı,
Belki bazılarının arabası da son model falan ama insanlık nerde kaldı?
Komşuluk!..
Birlikte eğlenip,
Birlikte gülüp,
Birlikte ağlamak,
Aynı olaylarda aynı tepkiyi vermek var mı şimdi insanımızda?
Yok!..
Yirmi yılda sadece su boruları çürümedi!..
Kanal tıkanmadı,
Park-bahçe-sokak, memleket istilaya uğramadı…
Bunlarla birlikte insanlığımız, vicdanımız ve ahlakımız da çürüdü ve istila edildi.
O nedenledir yirmi yılda gıkınızı çıkarmadığınız olumsuzluklara bu gün hönkürmeniz, o nedenledir
imbalı yemiş Eşşek gibi anırıp gezmeniz.
Demem o ki;
Millet hepinizin ne olduğunu,
Nasıl kazanıp nerelerde ne haltlarla yediğinizi,
Zenginliğinizi,
Varlığınızın nedenini pek ala biliyor…
Çırpınmanız,
Hönkürmeniz,

Havlamanız nafile…
Millet hesabını soracaktır günü geldiğinde,
Bekleyin.