Şu koca memlekette seçim geldi yine “bölgecilik” illetine takıldı kaldı.
Bölge, “yer” demek, “yurt” demek aslında.
En sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim “yersiz yurtsuz” bir seçim yaşamayacağız yine.
Yine “bölge” güya dengelerine göre listeler belirlenmiş!
Yine bazı arkadaşlar “yörelere” göre dağılım yapmaya çalışmış.
Yine çok “hassas” bir el gibi dokunmuşlar listelere güya.
*****
Bazı partilerin listelerinde daha dünkü çocuklar “işi” öğrenmişte “bölgecilik” yapmaya başlamış.
Bak sen şu afacana!
Büyümüş de ne ayak oyunları öğrenmiş.
Seni gidi seni…
Ne yaptığını veya ne yapmaya çalıştığını, neyi de yapmamaya gayret ettiğini biliyoruz.
Hiçbir şey bilmesek bile görüyoruz, koca oğlan…
Çok aleni görünüyorsun hem de.
Hiç adam kalmamış gibi organizasyonu bile üstlenmiş.
“Ağır abi” olmuş birader.
Sen ayak oyunları ile ortalığı karıştır, bir de geç başlarına “ağır ağabeylik” tasla.
Peh peh peh, denir buna.
Ne ağzına yakışıyor herhangi bir laf, ne üstüne giysi gibi oturuyor hal ve hareketleri, ne de…
*****
Kimden bahsettiğimi söylemeyeceğim.
Anlayan anlıyor.
Hani şu “gülüşü gülden güzel”, en acıklı ortamda bile otuz iki dişini yıllardır görmek zorunda kaldığınız, hani bir ara her resimde göbeğini gördüğünüz…
İşte o işte…
Bu seneki seçimde bölgeciliği ortaya adeta saçan “kişi” o oldu.
*****
Aday tanıtımında kendini öne çıkarmış, listenin Mimar Sinanı imiş gibi, atıyor, tutuyor…
Ama hiç bölgecilikten bahsetmiyor.
Yani Cumhuriyet Meydanı’nın ortasına bıraktığına hiç değinmiyor.
İşte zurnanın “zırt” dediği yer de burası.
Bölgeciliği yapan, bölgecilikten bahsetmemeli ve bahsedeni de kınamalı, lanetlemeli.
Buraya kadar esprili bir şekilde getirdim yazıyı, burada müsadenizle biraz ağız değiştireceğim, “lan sen yapıyorsun” bölgeciliği sen…
Bu seçimde herkes ortalama bir liste çıkarmaya çalışırken, sen getirdik koydun orta yere bu rezaleti.
*****
Bölgecilik Kırıkkale’nin kronik “rahatsızlığı”.
Seçim öncesinde sorun yok, herkes kardeş, akraba, ahbap, eş, dost…
Seçimden sonra da aynı durum geçerli.
Seçimde ortaya bu “rezaleti” atarlar, sonra da “bölgeciliği” lanetlerler.
Bunu işaret ettiğim gibi “bölgecilik yapanlar” yapar.
*****
Bu seçime bölgeciliği getiren şahıs, “yersiz, yurtsuz” olmak zorundaydı.
Bu şehirde yönetici isen bunu yapmak zorundasın.
oba biz yıllarca böyle yapmadığını gördük.
Kırıkkale’den öteye gitmeyen zekası ve ufku ile küçücük dünyasında, kimini öteledi, kimini geriletti, kimini küstürdü, en önemlisi de kendini adeta “yüce” ilan etti geldiğimiz nokta şehir berbat, Türkiye Yüzyılı(!)na yakışmayan bir görüntü içinde, öylesine yaşayım gittiğimiz bir halde.
Eseri bu olan arkadaşın, yeni dönem için eseri de liste ile ortada.
*****
Yazık…
Bu şehre yazık, bu insanlara yazık, bunca emeğe yazık, geleceğe yazık.
*****
Gelelim diğer tarafı.
İşin doğrusu diğer tarafta bu dönem fazla bir denge değişikliği görülmedi.
İki listede yerini koruyanlar mevcutlar, bir diğer liste ise zaten beklendiği gibi oldu.
Kimse de burada “bölgecilik” rahatsızlığı yaşamadı.
Çünkü dediğim gibi en baştaki beklenen oldu.
Yani bu bakımdan sorun görünmüyor aslında.
*****
Ama öbür tarafa tekrar dönecek olursak, hem “yersiz, yurtsuz” görünmeye çalışacaksın, hem de bölgeciliğe “mastır” yaptıracaksın.
Emin olun bu “ayak oyunları” da kurtarmayacak sizi.
Bölgecilik “illetiniz” sizi mahvedecek.
Sizi “vuracak” bölgecilik…
*****
Şehir bu “bölgecilik” oyununu konuşuyor.
Seçime daha var ve daha da konuşacaklar.
Bu şehir sizin ayak oyunlarınızın “çöplüğü” değil.
Kiminiz çıkıyor” kıytırık” diyor, kiminiz çıkıyor “küçük şehir” diyor.
Kiminiz de “kendisi” olmayınca, bölgeciliği kaşıyacak “bölgecilik oyunları” kurguluyor.
Siz “dert”misiniz bu memleketin başına?
Sizi “para” ile mi verdiler buraya?
Nedir bu milletin çektiği sizlerden?
*****
Daha fazla uzatmayacağım.
Ama az kaldı…
Çok az kaldı.
Siz de “yok olacaksınız”, o “ruh hastası” zihniyetiniz de yerin dibine batacak.
İnanın az kaldı.
Bak bölgecilik diye ortaya bumerang gibi attığınız o rezalet dönüp dolaşıp size nasıl geri dönüp, sizi nasıl vuracak?
