Eski il başkanı,
Tee gençlik kollarından gelen parti emektarı olarak,
Uyardım kendisini vekil seçildiği gün danışman konusunda Ahmet Önal’ı.
“Rahmetli Halil ağanın yaptığı hatayı yapmamalı, alacaksan partinin gençlik kollarından gelen
üniversite mezunu zıpkın gibi, partiyi bilen, partiliyi tanıyan delikanlı kız ve erkek gençlik var yanında,
tercihini muhakkak onlardan biri lehine yapmalısın” dedim, kötü oldum.
Halbuki,
Hiçbir çıkar ve art niyet gözetmeksizin ilk milletvekili seçimin de kendisinin de çok yakından tanıdığı
bir takım Keskinli partili arkadaşımla birlikte kiracımı da karşıma alarak, hatta yıllarla oluşan dostluğu
da bozarak onlarla, sevdiğim bir gurupla ev ev, mahalle mahalle gezip kimine hatır atarak, kimine
yemin vererek, kimine çay-çorba ısmarlayarak oy toplamıştım.
Derdim,
Tokat eski milletvekili Güler İleri, Ankara eski milletvekili Beşer Baydar ve rahmetli Halil ağa ve bir
çokları gibi olmasın sonu… (o bilmez ama merkez ilçe başkanı Yücel Kızık yada il delegesi Bülent
Uslu’ya sorarsa anlatırlar!)
Ama oldu!..
Bu gün kendisine en çok kızan,
Nefret eden,
İlerisini söylemeyim,
Teşbihte hata olmasın, eline geçse bir kaşık suda boğacak olan o gün beni karşısına alacak kadar
değer verdiği danışmanı…
Neyse!..
Bunu anlatma nedenim,
Ahmet Önal ile karşılıklı sevgisizliğimiz bu minval üzeredir, bilinsin istedim.
Ona, sadece benim oyum nasip olmasın diye ikametimi Bahşılıya almıştım şükür olmadı,
Hasbel kader belediye başkanı değil de vekil adayı olursa bir sonraki seçimde, bu seferde Ankaraya
alırım, nokta.
Hal böyleyken;
Sezar’ın hakkı Sezara misali,
Yirmi yıl sürekli halının altına süpürülen sorun,
Çiçekle-böcekle geçirilen zaman,
Geri kalmış, zavallı, her hali ile bitik bir Kırıkkale VAR ORTADA.
Bu süre içerisinde zerre ağzını açmayan,
Bu konuları haberleştirmeyen,
Hatta yukardan cenabı hak gümbür gümbür yağmur yağdırırken günlerce susuz bırakılan Kırıkkalenin
o günkü belediye başkanına mavi yağmurluk sarı çizme giydirip kazdırdığı çukurun önünde resim
çekerek “Kırıkkale belediye başkanı görevinin başında” diye sekiz sütuna manşet atan gazeteler ve
gazeteciler vardı.
Bu gün yine varlar,
Ama
Yirmi yıl görmedikleri sorunu iki yılı henüz dolmamış belediye başkanının,
Yani
Ahmet Önal’ın üzerine yıkmak için varlar.
Dediğim gibi,
Sorun ilk on yıl alt yapıya bakmayan Veli Korkmazla başladı,
Sonraki on yılda “burnum düşse yerden almam” diyen Mehmet Saygılı ile büyüdü.
Suçlu aranacaksa,
Şükür her ikisi de hayatta sayın başkanların, onların yakasına yapışılması gerektiğine inanıyorum, siz
yirmi yılda ne yaptınız be kardeşim diye.
Lakin
Amaç üzüm yemekse
İşimize bakalım birader.
Sevgi keyfe keder,
Saygı zorunlu,
Kırıkkale iş ve yatırım,
Vatandaş ise hizmet bekliyor.
Ahmet Önal dürüst ve çalışkan adamdır.
Saygı duyarım.
Çalmaz, çaldırmaz, yemez, yedirmez, işin hakkı ederi, önceliği neyse oradan başlar, müsrifliğe izin
vermez, nokta.
Not;
Vekil seçildiği gün Ahmet Önal’ı uyarmıştım, şimdide yıllarca girdiği imtihanlardan başarı ile çıkıp
mülakatta hakkı yenilerek işsizliğe mahkum edilen partili gençler, müdürlük amirlik veya başka
ünvanlar bekleyen okur-yazar partili insanları uyarıyorum… bu gün için çarşıda pazarda yada sosyal
medyada ettiğiniz lafların ve paylaşımların yeri ve zamanı değil bence… bekleyin, harmanın sonu
döğen, o güne de pek bi zaman kalmadı. Herkesin-her şey önüne gelir elbet bir gün.